Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19740 E. 2017/5880 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19740
KARAR NO : 2017/5880
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki ziynet- eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı , davalı ile 2002 yılında evlenip 2013 yılında boşandıklarını,kendisine düğünde 12 adet 22 ayar bilezik, 1 adet 22 ayar set takımı, 2 adet 14 ayar künye, 1 adet tek taş, 1 adet alyans, 1 adet künye, 6 adet 22 ayar küçük altın, ( kelepçeli) olmak üzere 18 adet ziynet eşyası takıldığını, kendisinin boşanma davası devam ederken müşterek haneden ayrılarak ailesinin yanına gittiğini, giderken ziynetleri ortak konutta bıraktığını, tekrar döndüğünde ise yerinde bulamadığını, ayrıca ortak hanede kalan dava dilekçesine ekli listedeki çeyiz eşyalarının da davalıda kaldığını ileri sürerek,ekli listedeki eşyalar ile 18 adet ziynet eşyasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının evlilik birliği içinde 6-7 kez müşterek haneyi terk edip ailesinin yanına gittiğini,giderken altınları da yanında götürdüğünü,altınların daima davacının kullanımında olduğunu,bir kısmını evi terk ettiği zaman ailesinin yanında iken bozdurup harcadığını, kalan altınlarını ve eşyalarını ise müşterek evden giderken götürdüğünü,davacıya ait bir kısım çeyiz eşyasının ise müşterek oturdukları hanede bulunduğunu ve davacı tarafından alınabileceğini,nitekim davacı taraftan bu eşyaların alınmasının defalarca talep edildiğini savunarak, ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; yargılamanın devamı sırasında davalı vekilinin cevap dilekçesinde çeyiz eşyalarına yönelik kabul beyanı doğrultusunda ziynet eşyaları dışındaki eşyaların teslim edildiği, davanın bu yönden konusuz kaldığı, ziynet eşyaları yönünden ise ziynetlerin tam olarak niteliklerinin ve sayılarının ispat edilemediği, belirlenen ziynet eşyalarının ise davacının elinden zorla alındığı ya da rızası ile alınıp daha sonra geri verileceğinin usulüne uygun şekilde ispat edilemediği, her ne kadar davacı tanıklarından davacının erkek kardeşinin müşterek hanenin yapımı sırasında bozdurulduğuna ilişkin
beyanı var ise de; bu beyanın soyut olup, tarafların anlatımından ibaret olduğu, bu beyana itibar edilmesinin mümkün olmayacağı, dolayısıyla ziynet eşyaları yönünden davacının iddiasının usulünce ispat edilemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,davacının tüm,davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Ancak,davacı tarafından dava değeri 22.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 24.849 TL’ye ıslah edilmiş ve mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmakla,bu değer üzerinden davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince nisbi 2.981,88 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,maktu 1.500 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
Sonuç:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 4.bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine 4. bent olarak ‘’Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca nisbi 2.981,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine’’ ifadelerinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA , 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.