Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19538 E. 2017/5818 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19538
KARAR NO : 2017/5818
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın maddi tazminatın reddine/ manevi tazminatın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili,müvekkilinin 1999 yılında estetik burun ameliyatı olduğunu, zaman içerisinde burnunun sağ üst tarafında hafif iki ince çizgi oluştuğu , görüntü bozukluğuna yol açan kırışıklığın giderilmesi için davalıya müracat ettiğini, müvekkilinin müdahale konusunda tam anlamıyla aydınlatılmadığı, ameliyat için randevu aldığını,bununla birlikte ameliyata dakikalar kala davalı doktorun davacıya dudaklarının çok ince olduğunu , hafif dolgu yapıp hiç belli olmayacağını ileri sürerek, bu ek operasyon için de davacıyı ikna ettiğini, yapılan ameliyat sonrasında arzu ettiği neticenin gerçekleşmediği gibi burun ve dudak bölgesinde deformasyonların oluştuğu, bir yıl içinde tamamen iyileşmenin gerçekleşmiş olacağının kendisine bildirilmiş olmasına rağmen düzelmenin gerçekleşmemesi üzerine davalı tarafından defalarca pansumanlar yapıldığı yine düzelmeyince dudağı için başka bir doktor tarafından ikinci bir operasyon yapıldığı buna rağmen görünüşte tam olarak bir iyileşme olmadığı gibi, telafisi imkansız hasarların meydana geldiği iddia edilerek şimdilik 3.000 TL maddi ve 100.000-TL manevi tazminatın ilk operasyon tarihinden itibaren uygulanacak reeskont avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, gerçekleştirmiş olduğu operasyonlarda kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ,maddi tazminat yönünden davanın reddi ile manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 5.000.TL’ın davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre estetik ameliyat yapılmak suretiyle davacının dudak bölgesinin dolgunlaştırılması ve burun bölgesinde ameliyattan sonra oluşan bozulmanın giderilmesi öngörülmüştür. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun (eserin) ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren, bir emek sarfı ile gerçekleştirilen sonuçtur. O halde taraflar arasındaki ilişki BK.nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir.
Yüklenicinin eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi davalı yüklenicinin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Bu kural gereğince, yüklenici iş sahibinin yararına olan şeyleri yapmak ve zararına olan şeylerden kaçınmak zorundadır. İş sahibi ortaya çıkacak eserde belli niteliklerin bulunmasını arzu eder. Meydana getirilen eserin iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eserin fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini karşılar özelliği taşıması gerekir. Aksi halde eserin ayıplı olduğu kabul edilir. Yüklenici meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksikliklerden ayıba karşı tekeffül borcu gereğince sorumludur.
Yüklenici hangi yöntemi kullanırsa kullansın işin ayıpsız olarak ortaya çıkması gerekir. Davacının burun bölgesinde ameliyattan sonra oluşan deformasyanların ve dudak bölgesindeki inceliğin giderilmesi işini üstlenen davalının eser sözleşmesinin gereği olarak bu işi davacının beklentilerine cevap verecek şekilde fen ve sanat kurallarına uygun yapmak zorundadır.
Dosya kapsamından yapılan işlerin davacının beklentisini tam karşılamadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece davalının olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı yolunda alınan adli tıp raporuna göre karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
Bununla birlikte,HUMK’nın 275. maddesine göre, mahkemenin çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşü alma zorunluluğu bulunmaktadır. Estetik amaçlı ameliyatın tıbbın gereklerine uygun şekilde yapılıp yapılmadığı, amacına ulaşıp ulaşmadığı teknik bir konu olduğundan, konunun uzmanı plastik cerrahlardan oluşturulacak bir kuruldan rapor alınması, davanın rapor sonucuna göre değerlendirilmesi gerekir.
Yargılama sırasında alınan Adli tıp kurulu raporunda , plastik cerrah hazır bulunmamıştır.
Mahkemece tamamı Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi kurulundan davanın çözümüne yardımcı olacak açıklamaları içerir rapor alınmadan, yazılı şekilde karar oluşturulması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş, mümkünse Adli Tıp Kurumu’ndan tamamı …..n oluşturulacak bir heyetten, mümkün değilse üniversitelerden seçilecek açıklanan uzmanlardan oluşturulacak bir heyetten yukarıda açıklanan hususlar ve davacının rapora yapmış olduğu itirazlar da değerlendirilmek suretiyle rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.