Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19523 E. 2017/5825 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19523
KARAR NO : 2017/5825
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, diş Hekimi olan müvekkili ile davalı borçlu şahıs arasında uzun zamandır süregelen doktor-hasta ilişkisi bulunduğunu, bu çerçevede müvekkilinin muayenehanesine 2012 yılı içerisinde kızı Filiz Erdoğdu ile birlikte mütereddit zamanlar gelen borçlu şahsa, yakınma ve talepleri doğrultusunda işlemler yapıldığını, yapılan işlemlerin borçlu şahsın imzasını taşıyan hasta izleme kartında mevcut olduğunu, buna göre borçlu şahsa 2 adet implant, 1 adet tam protez, implantlar arası 6 üye porselen köprü üzerine de hareketli protez uygulamaları yapıldığını, müvekkilince eksiksiz bir şekilde yerine getirilen işlemlerin akabinde davalının ödeme işlemini gerçekleştirmediğini bu nedenle müvekilinin davalı borçlu aleyhine İstanbul 25. icra Müdürlüğü’nün 2013/25283 Esas numaralı dosyası ile takip başlattığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek İtirazın İptaline, İcra takibinin devamını, davalının takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla İcra İnkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile İstanbul 25. İcra müdürlüğünün 2013/25283 Esas sayılı dosyasındaki davalının itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 71.maddesinde “Tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler hastalar arasında ücreti müdavattan dolayı vaki olacak ihtilafın mercii, bu ihtilafa mevzu teşkil eden meblağ miktarı ne olursa olsun Sulh Mahkemeleridir” hükmüne göre diş tedavisinden kaynaklanan ihtilafların çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilse de, davanın, 818 sayılı BK’nın 355. maddesi, 6098 sayılı TBK’nın 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır.
Eser sözleşmesi, yüklecinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Usul yasamızda eser
sözleşmesinden kaynaklanan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair açık hüküm bulunmamaktadır.
Bunun yanında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kanun’un 87. maddesi uyarınca, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden, taraflar arasında 6502 sayılı yasa kapsamında eser sözleşmesinin mevcut olduğu, davalının da 6502 sayılı yasa kapsamında, ”tüketici” tanımına uyduğu açık olup, olayda 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.