Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19515 E. 2017/5206 K. 13.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19515
KARAR NO : 2017/5206
KARAR TARİHİ : 13.04.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı kurumun abonesi olduğunu, davalıya hiç bir borcu olmamasına rağmen sayacının arızalı denilerek söküldüğünü, daha sonra fatura edilen ve ödenen dönem olan 13.01.2012-09.11.2012 tarihleri arasındaki tüketime dayandırılan 12.451,77 TL bedelli yeni bir fatura düzenlendiğini, böyle bir borcu olmadığını, fatura bedeli kullanımı olmadığını ileri sürerek, haksız olarak düzenlenen faturanın iptali ile davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı, davacının kaçak doğalgaz kullandığının tespit edilmesi üzerine dava konusu kaçak doğalgaz faturasının tahakkuk ettirildiğini, yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
…nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK.’nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; dava konusu bedelin hangi usullere göre hesaplandığı ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi, bilirkişi tarafından da ayrıca açıklayıcı ve ayrıntılı bir hesaplama yapılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, içeriğinin ayrıntılı ve açıklayıcı olmaması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmemiştir.

./..

-2-

Buna göre; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi heyeti dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik mühendis bilirkişi heyetine verilerek, davalı kurumun davacıdan isteyebileceği bedel hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, davacı itirazlarını da karşılayacak şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu bedel belirlenmeli ve varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.