Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19411 E. 2017/5208 K. 13.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19411
KARAR NO : 2017/5208
KARAR TARİHİ : 13.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, davalı …’e ait olan ve davalı …’nun kiracı olarak kullandığı işyerinde çıkan yangın nedeniyle, söz konusu işyeri yanında bulunan davacı … …..’a’ye ait ve davacı …… tarafından kullanılan işyerinin yandığını, yangın nedeniyle uğranılan zarar ve miktarının bilirkişi marifetiyle tespit ettirildiğini, davacı Muzafferin dava konusu işyerini 3 ay boyunca çalıştıramadığını ileri sürerek, davacıların her biri için 5.000 TL manevi tazminat ile HMK’nun 107. maddesi gereğince yanan bina ve işyerinde meydana gelen zarar ve 3 ay boyunca işyerinin çalıştırılamaması nedeniyle uğranılan gelir kaybı zararı olarak 15.000 TL belirsiz alacağın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı …, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddini, esasa yönelik olarak da davaya konu yangının binadaki bir kusurdan dolayı meydana gelmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın davalı … yönünden kısmen kabulü ile dava konusu işyerinde yanan mallar yönünden 4.089 TL’nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, dava konusu işyerinin 3 ay boyunca çalıştırılamaması dolayısıyla toplam 4.500 TL’nin dava tarihinden itibaren davalı …’den alınarak davacı … …..’a verilmesine, davalı …’nun dava konusu olayda kusursuz olması nedeniyle davanın davalı … yönünden reddine, davacı … …..’ın zararlarının karşılanmış olması nedeniyle maddi istemlerine ilişkin davasının reddine, davacıların dava konusu olayla ilgili yasal şartları oluşmadığından manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, Borçlar Kanununun 58.(TBK’nun 69.md) maddesine dayanan bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat isteminden ibarettir.
BK. 58. (TBK. 69.) Maddesinde; bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı mes’ul olur denmektedir. Burada, yasa koyucu bozuk yapılan bir yapı eserinden zarar görenleri mümkün olduğu kadar basit ve dolaysız bir tazmin imkanı sağlayarak, onları korumaktadır. Bu anlamda sorumlu olabilecek malik, gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olabileceği gibi, kamu hukuku tüzel kişisi de olabilir.
TBK. 69. Madde de öngörülen sorumluluğun söz konusu olması için söz konusu yapı eserinin, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden bir zarar doğması gereklidir.
Yapım bozukluğu, bir inşaatın kötü yapılmasını, imal ve inşaat zamanında uyulması gerekli olan teknik kurallara uyulmamış olmasını ifade eder. Bir yapı eserinin maliki, bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlüdür. Bakımsızlık ve koruma eksikliği ise, bir inşaatın kullanmaya uygun ve tehlikeleri önleyecek biçimde korunmamasını ifade eder. Bakım eksikliği biçiminde açıklanabilecek olan bu durum, yapının tamamlanmasından sonra ortaya çıkan yapının tamamlanmasından sonra kendini gösteren ek güvenlik tertibatı ihtiyacının giderilmemesi de bir bakım eksikliğidir. ( Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Tehlike Sorumluluğu Kavramı ve Türk Hukukunda Tehlike Sorumluluklarının Düzenlenmesi Sorunu, Batı Der. 1979, Cilt X, Sayı 2 Sayfa 291 – 322 )
Bakımsızlıktan veya bakım eksikliğinden söz edebilmek için bir inşa eserinin bitmiş ve kullanım amacına özgülenmiş olması gerekir. Yapım eksikliği veya bakımsızlığın varlığı araştırılırken, durumun gerekleri ve özellikle bina veya yapı eserinin özgüleme amacı, üçüncü kişiler için taşıdığı tehlike derecesi gözönünde tutulmalıdır.
Bir bina veya yapı eserinin maliki, TBK. 69.’a göre sorumlu tutulabilmesi için, zararın yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğu ispatlanmalıdır. Buradaki ispat yükü zarar görene düşer. Bununla birlikte, illiyet bağını kesen hallerden birinin varlığı veya zarara yapım bozukluğu veya bakım eksikliği dışında ve bunların bir katkısı olmaksızın mücbir sebepten, üçüncü bir kişinin kusurundan kaynaklanan başka bir kazanın sebep olduğu kanıtlanmadığı taktirde ispat yükü yerine getirilmiş sayılır. (HGK 12.03.2003 gün 2003/4-144 E. – 161 K.)
Her ne kadar mahkemece, dava konusu olayda meydana gelen zarar miktarı yönünden bilirkişi raporu alınmış ise de; meydana gelen yangın nedeniyle, Borçlar Kanununun 58.(TBK’nun 69.md) maddesine dayanan bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğuna ilişkin esas ve usuller dairesinde ve tarafların kusur ve sorumluluklarına ilişkin bir rapor alınmamıştır.
Buna göre, mahkemece; gerekirse keşif yapılarak, içerisinde elektrik mühendisinin de bulunduğu konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti marifetiyle, dava konusu yangının çıkış sebebinin kesin bir şekilde belirlenmesi ve dava konusu olayda tarafların kusur ve sorumluluklarına ilişkin, hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor

alınarak sonucu dairesindre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı … yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalı …’in diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.