Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19337 E. 2016/12456 K. 07.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19337
KARAR NO : 2016/12456
KARAR TARİHİ : 07.11.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı limited şirketin davacının atölye abonesi olduğunu, aboneliğin sürdüğünü, davalıların borçtan sorumlu olduklarını alacağın tahsili için başlattığı icra takibine davalıların haksız itiraz ettiklerini ileri sürerek icraya itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir .
Davalılar; alacağın zamanaşımına uğradığını, davalı …’in limited şirketin müdürü olduğunu, alacaktan sorumlu olmadığını, abonelik borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir .
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; takibin 7.833.33 TL üzerinden devamına, asıl alacak olan 7.833.33 TL üzerinden hesaplanan % 20 icra inkar tazminatı olan 1.566.66 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir .
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda; sözleşmenin davacı ve davalı limited şirket arasında atölye aboneliği olarak imzalandığı, davalı …’in diğer davalı limited şirketin müdürü ve temsilcisi olduğu, 26/04/2011 tarihinde davalı şirketin abonelik borcunun ödeneceğine dair taahhüd senedinin davalı … tarafından imzalandığı, davacının 18/05/2012 tarihinde borçlular (davalı … ve davalı limited şirket) aleyhine abonelik sözleşmesinden kaynaklanan icra takibi başlattığı,borçluların (davalıların) itirazı ile takibin durduğu anlaşılmaktadır .
Davalı …, diğer davalının temsilcisi ve müdürü olarak 26/04/2011 tarihli taahhüt senedini imzalamıştır. Taahhüt senedi davalı limited şirketin imzaladığı abonelik sözleşmesine yönelik olduğu gibi davalı … belgeyi davalı şirket adına onu temsilen imzalamıştır . Bu durumda davalı …’in abone olan diğer davalı şirketin borcundan bireysel olarak sorumlu tutulması mümkün değildir. Davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde davalı abonenin borcundan sorumlu tutulması isabetli bulunmamıştır .
Davalı şirket adına imzalanmış olan 26/04/2011 tarihli taahhüt senedi ise; borcun yapılandırılmasına ilişkin olup abone olan davalı şirketi bağlar. Mahkemece, borcun taahhüd senedi kapsamında kabulüne karar verilmesi gerekir iken, gerekmediği halde bilirkişi raporu hazırlatılması doğru bulunmamıştır. Borç davacı ve davalı abone tarafından yapılandırılmıştır .Bu durumda davacının müterafik kusurundan sözedilemez.Aksini belirten bilirkişi raporu hükme dayanak alınamaz .
Mahkemece; eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme, yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenler ile tarafların sair temyiz itirazlarının reddine , 2. bentte açıklanan nedenler ile hükmün HUMK 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.