YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1925
KARAR NO : 2015/6855
KARAR TARİHİ : 27.04.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/420-2013/626
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı M.. T.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, M.. T..’in Polatlı 1.Noterliğince tanzim edilen 20.12.1990 tarih 16911 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile Polatlı Müslüm Köyünde kain imar uygulaması sonucunda 125 ada 17 parselde kayıtlı taşınmazın müvekkili idareye vasiyet ettiğini ileri sürerek vasiyetnamenin yerine getirilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabülü ile Polatlı .. Köyü 705 parsel iken 3402 sayılı yasa uyarınca 22 madde uygulaması ile 125 ada 17 parsel olan taşınmazda, davalıların murisi M.. T.. adına olan kaydın iptali ile maliye hazinesi adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı M.. T.. tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, işbu davanın 22.06.2011 tarihinde açıldığı, dosyada mevcut nüfus kayıt örneğine göre davalılardan F.. M.. T..’in 14.10.2008 tarihinde dava açılmadan önce öldüğü anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. md. sine göre, gerçek kişilerin kişiliği ve medeni haklardan istifade ehliyeti ölümle sona ermektedir. Bu nedenle ölü birinin taraf ehliyetinin olmayacağı da açıktır. Nitekim 4.5.1978 tarihli ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da; dava tarihinden önce ölmüş olan bir kişiye karşı dava açılmış olduğunun anlaşılması halinde, ıslah yolu ile de olsa davada hasım değiştirilemeyeceği ve bu durumun kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle re’sen gözeltileceği ilkesi benimsenmiştir.
Bu nedenle, yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda davalılardan F.. M.. T..’in dava tarihinden önce öldüğü hususu, mahkemece re’sen dikkate alınarak varılacak sonuca göre, bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.