YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19249
KARAR NO : 2017/6163
KARAR TARİHİ : 27.04.2017
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili ile davalının oğlu arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, 02.11.2009 tarihinde davalının, bir arsa alacağını, arsa üzerine 3 katlı bina yapacağını ve bir katının mülkiyetini de yarı yarıya oğluna ve davacıya vereceğini söyleyerek, davacıdan düğünde takılan altınları talep ettiğini, davacının düğünde takılan altınları bu tarihte 21,089 TL’ye bozdurarak davalıya verdiğini, davalının arsayı satın alarak üzerine bina inşa ettiğini; ancak davacı müvekkiline verdiği sözün aksine binanın tek başına maliki olduğunu ileri sürerek davalının dairenin yarı hissesine karşılık aldığı altınların, davalıya verilme tarihindeki değeri olan 21,089 TL ve 19,511 TL munzam zararı olmak üzere toplam 40,600 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; söz konusu binayı daha önce sahip olduğu daireyi ve arabasını sattıktan sonra kredi çekmek suretiyle yaptırdığını, davacı ve oğlunun bu binanın bir katında kendi rızası ile oturduklarını, binanın yapımı sırasında davacıdan ve oğlundan hiçbir şekilde para almadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, ziynet eşyalarının değeri olan 21.089,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının munzam zarar talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür.
Davada, olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak mahkemeye ait olup, her ne kadar davacı ziynet eşyalarının bedelini talep etmiş ise de, ziynetlerini bozdurarak arsa alımı için davalıya verdiğini ileri sürerek altınların davalıya verilmesi tarihindeki değeri ve yoksun kaldığı kar toplamını faizi ile birlikte istemiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığından söz edilemez.
Dava, önce asliye hukuk mahkemesinde açılmış olup, Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/04/2014 tarih ve 2012/621 E-2014/148 K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş, verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
Öte yandan, asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleştiği için aile mahkemesini bağlamaz.
Hal böyle olunca; mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi olduğu düşünülmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığna, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.