Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19170 E. 2017/5153 K. 12.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19170
KARAR NO : 2017/5153
KARAR TARİHİ : 12.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacının sulama abonesi olduğunu, davacı kooperatifin kök binasında bulunan sayaçlardan aktif enerji ölçen sayacın 15.08.2013 tarihinde yapılan kontrolde çalışmadığının anlaşıldığını, aynı gün içinde durumun davalıya bildirildiğini, sayacın 27.08.2013 tarihine kadar değiştirilmediğini, dağıtım şirketinin arıza nedeniyle kıyas faturası düzenleneceğini bildirdiğini, 12.09.2013 tarihli kıyas faturasının hangi esasa göre tanzim edildiğinin muallak olduğunu, 01.08.2012-13.08.2012 tarihleri arasında dağıtım şirketinin enerji bedeli ödenmediği için davacının elektrik kullanımını durdurduğunu, elektrik tüketimi olmayan bir dönem için kıyas yapılamayacağını, tahakkuk ettirilen kıyas bedelinin 14 gün olması gerekirken 16 gün alındığını, davalının 27.08.2013 tarihinde sayacı değiştirdiğini, fakat takılan yeni sayacın da arızalı olduğu için 29.08.2013 de farklı bir sayaç daha takıldığını belirterek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacıya ait 10246 seri numaralı sayacın arızasından dolayı değiştirildiğini, ancak 13.08.2013-29.08.2013 tarihleri arasında tüketim kaydetmediğinin tespit edildiğini, mekanik sayaç diskinin tutukluk yapıp dönmemesinden dolayı doğru tüketim yapılmadığının anlaşıldığını, aynı döneme ait geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak borç tahakkuk ettirildiğini, yapılan tahakkuk işleminin doğru olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya dosyaya delil olarak sunulan 12/09/2013 tarih 1999683 abone numarası ile ilgili düzenlenen 104.788,50 TL’lik faturadan dolayı davacının 63.025,47 TL borçlu olduğu, 41.763,03 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Sayacın tüketim kaydetmemesi” başlıklı 19.maddesinde; “Sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanır ve tahakkuk ettirilir. Tahakkuka esas süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz. Perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından yapılan tahakkuk işleminde sayacın tüketim kaydetmediği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme zammı uygulanmaz. Müşterinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar tahakkuk süresi kadar eşit taksitler halinde ödenir. İkili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında geçmiş dönem tüketimleri hesaplanarak TEİAŞ’a bildirilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine aynı yönetmeliğin “Sayacın doğru tüketim kaydetmemesi” başlıklı 20. maddesinde ise; “Sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, a) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak, b) (a) bendinde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa sayaç doğru çalışır duruma getirildikten sonra müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tahakkuk ettirilir. Tahakkuka esas süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz. Tüketimdeki farklar, ilgili dönem birim fiyatlarıyla ve gecikme zam olmaksızın, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından müşteriye tahakkuk ettirilir. Müşterinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar tahakkuk süresi kadar eşit taksitler halinde ödenir. Yukarıda yapılan hesaplamalar sonucunda bulunan fark müşteri lehine ise, 23 üncü maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine göre iade veya mahsup işlemi yapılır. İkili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının doğru tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında geçmiş dönem fark tüketimleri hesaplanarak TEİAŞ’a bildirilir.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda; sulama abonesi olan davacının kullandığı sayacın mekanik sayaç diskinin tutukluk yaptığından bahisle, kıyas hesabı yapılarak tahakkuk ettirilen faturadan kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespitine yönelik açılan davada, yargılama sırasında üç ayrı bilirkişi raporu alındığı, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporu incelendiğinde ise, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 19. ve 20. maddelerine uygun değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle, sayacın ölçü ayar servis raporu alınmalı, sayacın arızalı olup olmadığı ve varsa arızanın mahiyetinin tespitinden sonra, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeni bilirkişi raporu alınarak, söz konusu olayda davacı abonenin sayacındaki fiili durumun yönetmeliğin 19.maddesinde düzenlenen “sayacın tüketim kaydetmemesi” hükmü çerçevesinde mi, yoksa 20.maddesinde düzenlenen “sayacın doğru tüketim kaydetmemesi” hükmü çerçevesinde mi değerlendirilmesi gerektiği tespit edilerek ilgili yönetmelik hükümlerinin olaya doğru şekilde uygulanması, davalı kurumun davacı taraftan istemekte haklı olduğu gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.