YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19168
KARAR NO : 2017/4786
KARAR TARİHİ : 05.04.2017
MAHKEMESİ :L ANADOLU 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin 28.07.2009 tarihli satış sözleşmesi ile davalıya ait daireyi satın aldığını, satış bedeli olarak kararlaştırılan 126.000 TL’ den kapora olarak 56.000 TL’nin davalıya ödendiğini, ancak davalının taşınmazın devrini vermediği gibi aldığı bedelden sadace 6.500 TL’ yi iade ettiğini, bu nedenle davalı aleyhine Ümraniye 3. İcra Müdürlüğünün 2009/24896 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, bu sırada taraflar arasında “Protokol ve Taahhütname” başlıklı belgenin imzalandığını, bu belgeye göre borçlunun 6.875 TL ödeme yaptığını, anılan takibin icra mahkemesince iptal edildiğini, davalının bakiye kalan bedeli ödememesi nedeniyle aleyhine Ümraniye 2.İcra Müdürlüğünün 2010/5018 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun haksız itirazı nadaniyle takibin durduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin imzaladığı sözleşme nedeniyle davacıdan bir bedel almadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takibin 16.000 TL üzerinden devamına dair verilen hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizin 10.02.2014 tarihli ve 2013/17656 E., 2014/1842 K. sayılı ilamı ile bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yeniden yapılan yargılama sonunda bu kez davacının alacağı olan 16.000 TL’den vekiline ödenen 6.875 TL’nin mahsubu ile davalının borcunun 9.125 TL olarak belirlendiği gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kararın bozmaya uygun olmasına göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Bilindiği üzere; mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer bir anlatımla, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar vermek mükellefiyeti doğar.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında, davacı tarafından eda edilen yeminin dikkate alınması ve bu nedenle alacak tutarı olan 16.000 TL’den; davaya konu takipten önce davacı asile ödenen 6.500 TL ile davacı vekiline ödenen 6.875 TL’nin mahsup edilmesi ve bakiye kalan tutar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda ise, mahkemece; alacak tutarı olan 16.000 TL’den, davacı asile dava tarihinden önce ödenen 6.500 TL.’nin maksubu yapılmaksızın sadece 6.875 TL nin mahsup edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Açıklanan bu husus usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.