Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19069 E. 2017/4741 K. 05.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19069
KARAR NO : 2017/4741
KARAR TARİHİ : 05.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, murisleri ….. ile davalı arasında düzenlenen harici sözleşme ile 1695 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalıya satıldığını, tapu kayıtlarında ise taşınmazın ….. tarafından borcu karşılığı ….. isimli kişiyle, Veli’nin borcunu yeğeni Yusuf’un ödemesi üzerine kendisine, Veli’nin borcunu ödemesi sonrasında kendi talebi üzerine….’ya, son olarak ise davalıya satışının yapıldığını, gerçekte devredilmeyen kısım yönünden davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek; fazla miktardaki yerin değerinin tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; taşınmazı tapu kaydına güvenerek….’dan satın aldığını, belirtilen yeri davacıların kullanmadığını, fotokopi olarak sunulan sözleşmeyle ilgisinin olmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 29/05/2001 tarihli “sözleşme senedidir” başlıklı belge içeriği ve dinlenen tanık beyanlarına göre bilirkişi rapor ve krokilerinde gösterilen kısmın imar planı gereği tapusu çıktığında davacıların murisine devredilmesi gerektiğinin düzenlendiği, ancak tapu devri yapılamadığı, bu durumda davacıların murislerinden intikal eden hakları gereği davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yerin bedelinin tahsilini isteyebilecekleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2,582,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazla talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyanın incelenmesinde; davacıların murisi ….. ile davalı arasında düzenlendiği belirtilen 29/05/2011 tarihli “sözleşme senedidir” başlıklı belge içeriği dayanak alınarak alacak talebinde bulunulduğu, davalı tarafın ise belgenin aslının sunulmadığını, fotokopi olduğunu ve imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur.
Mahkemece belge aslının olmaması nedeniyle fotokopi olan 29/05/2001 tarihli “sözleşme senedidir” başlıklı belge altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılmış, Adli Tıp Kurumu’nun 15/09/2011 tarihli raporunda, inceleme konusu fotokopi belgede davalının adına atılı imzanın davalının el ürünü olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varıldığı belirtilmiş, mahkemece de alınan rapor doğrultusunda sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğu, sözleşmenin tarafları bağladığı kabul edilmiştir.
Somut olayda, hükme esas alınan, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin hazırlamış olduğu 15/09/2011 günlü bilirkişi raporunda, incelemeye esas alınan belge fotokopidir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün değildir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-38 esas, 2009/415 karar sayılı kararı). Mahkemece bu rapor doğrultusunda taraflar arasında yazılı sözleşmenin yapıldığının kabulü ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; davacı tarafın dava dilekçesinde her türlü yasal delil ifadesi kullanmak suretiyle yemin teklif etme hakkının hatırlatılması sonucu oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2- Bozma sebebi doğrultusunda şimdilik diğer temyiz sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.