Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/1773 E. 2015/3139 K. 26.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1773
KARAR NO : 2015/3139
KARAR TARİHİ : 26.02.2015

MAHKEMESİ : ERZURUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2011/97-2013/328

Taraflar arasındaki vasiyetnameye dayalı tapu iptali ve tescil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; bir kısım davalıların murisi F. Ç. ve eşi tarafından, Erzurum ilindeki tüm taşınmazların noterde düzenlenen 23.03.1970 tarihli vasiyetname ile davacı derneğe vasiyet edildiğini; Sulh Hukuk Mahkemesinin, 22.07.1981 tarihli kararı ile vasiyetnamenin tenfizine karar verildiğini; ve bu karara dayanak gösterilerek, vasiyetçi F. Ç. ‘a ait olan 329A/1 parsel ve 329A/4 sayılı parsellerin davacı ………. Derneği adına 13.03.1981 tarihinde tescil edilmesinden hemen sonra 329A/1 sayılı parselin tapu kaydı üzerinde izale-i şuyu şerhi bulunması nedeniyle aynı gün yeniden vasiyetçi F. Ç. adına tescil edildiğini; 08.06.2009 tarihli yazıyla izale-i şuyu şerhi terkin edilerek, 329A/1 parsel sayılı taşınmazın vasiyetçinin mirasçıları adına intikalen tescil edildiğini ve daha sonra da, mirasçılar tarafından bu taşınmazın davalı kooperatife (…….İnşaat Sözleşmesi nedeniyle) 02.10.2010 tarihinde devredildiğini ileri sürerek; 329A/1 sayılı parselin 20/64 payının gerçeği yansıtmayan ve hatalı tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında; murisin, 1977 yılında öldüğünü; vasiyetnamenin tenfizinin 22.07.1981 tarihli kararla yapılıp davacı dernek adına tescil edilmiş ise de aynı gün yeniden taşınmazın vasiyetçi adına tescil edildiğini; davacı hangi sebebe dayanırsa dayansın zaman aşımının da gerçekleştiğini; iddianın yersiz olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava tarihi itibariyle, dava konusu parsel davalı kooperatif adına tapuda kayıtlı olduğundan, F. Ç. mirasçıları aleyhine açılan davanın sıfat yokluğundan reddine; vasiyetnamenin yapılış ve tenfiz tarihi itibariyle davacıların vasiyetnameden haberdar oldukları dikkate alındığında, MK’nun 602, 639 ve 712. maddelerinde ki zamanaşımı süreleri geçtiğinden davalı kooperatif hakkındaki davanın da zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; TMK’nın 1025 maddesi gereğince yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, dava konusu taşınmazın, davacı ……….. Derneğine vasiyet edildiği; vasiyetnamenin tenfizine karar verildiği ve 13.08.1981 tarihinde kesinleşen bu tenfiz kararı hükümlerine göre, tapuda davacı adına tescilinin yapıldığı ve vasiyet alacaklısı dernek yararına mülkiyet hakkının doğduğu, ancak daha sonra parselin tapu kaydı üzerinde izale-i şuyu şerhi bulunması gerekçe gösterilerek tekrar vasiyetçi F. Ç. adına yolsuz olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bir taşınmazın tapu kaydında “izale-i şuyu şerhi” bulunması vasiyetnamenin tenfizine engel değildir. Bu durumda yasal ve geçerli bir nedene dayanılarak; 329A/1 parselin, 13.08.1981 tarihinde, Türkiye …………. Derneği adına tescil edilmesinden sonra, bu tescil iptal edilerek tekrar vasiyetçi F. Ç. adına tesciline ilişkin işlemin yasal bir dayanağı bulunmadığından, bu tescil yolsuz bir tescildir.
Davalı F. Ç. mirasçıları, kesinleşen vasiyet tenfiz kararında taraf olduklarından, bu yolsuz tescili bilen ve bilebilecek kişilerdir. Bu sebeple bu kişilerin üzerlerine intikal yaptırdıkları 2009 yılına kadar sürdürdükleri zilyetliğin, MK’nın 712.maddesinde anılan “iyi niyetli zilyetlik” olarak kabul edilemeyeceğinden, davalı kooperatifin zilyetliğine eklenemez. Hal böyle olunca, davalı kooperatifin 10 yıllık zilyetliğinden de söz edilemez.
Yolsuz tescil hukuksal sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davaların herhangi bir zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılması olanaklıdır. Aksine bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi, istikrar kazanan yargısal uygulamalar ve doktrin de aynı görüşü benimsemiş bulunmaktadır.
Ne var ki; yolsuz tescille yeniden vasiyetçi F. Ç. üzerine tescil edilen taşınmaz, daha sonra F. Ç. mirasçıları üzerine intikal yaptırılarak 02.10.2010 tarihinde davalı ………. YAPI KOOPERATİFİNE Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince devir edildiğine göre, bu davalı yönünden TMK’nın 1023 maddesinde yazılı koşulların oluşup oluşmadığı konusunda mahkemece; tarafların delillerinin toplanması ve bundan sonra gerekli irdeleme ve değerlendirme yapılarak, işin esası ile ilgili hüküm kurulması gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetli görülmemiş ve hükmün, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı derneğin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.