YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17002
KARAR NO : 2015/20408
KARAR TARİHİ : 16.12.2015
MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI : 2013/299-2014/256
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin su borcundan dolayı suları zaten kesikken tankerle, taşıma suyla ihtiyacını giderirken ve kaynağı tankerdeki su olan tertibatın sadece muslukta akan kısmını belgelendirerek oluşturulmuş bir rapora dayanarak 7.677,44TL gibi afaki uçuk bir cezaya çarptırılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek 14.03.2012 tarihli kaçak su borcu konulu 7.677,44TL cezanın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının, müvekkili kurumun konut su abonesi olduğunu, davacının abone/tüketici sıfatının bulunması nedeniyle davacı ile davalı müvekkili arasındaki ilişkinin Tüketici Yasası’na tabi olduğunu, davanın Tüketici Mahkemesi’nde açılması gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmasının hukuken mümkün olmadığını, davanın bu nedenle esasa girilmeden reddinin gerektiğini, davalının kullanmakta olduğu sayacın borcundan dolayı söküldüğünü, müvekkili idare personelleri tarafından yapılan kontrolde davalının sayaçsız olarak kaçak su kullandığının tespit edildiğini, davacıya bu kaçak su kullanım bedeli olarak 73 m3 kullanım karşılığı 517,62-TL kaçak su bedeli tahakkuk ettirildiğini, davacının ileri sürdüğü tankerle su taşıdığı yönündeki iddiasının da tamamen gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya kaçak su kullanımından kaynaklanan 2.942,70TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet ; bir ücret veya menfaat karsılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda davacı ile davalı arasında davaya konu tesisata ilişkin abonelik sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmenin davacıya ait meskenin su ihtiyacının karşılanması amacıyla yapıldığı ve davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici olduğu anlaşılmaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.