Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/16987 E. 2016/16804 K. 28.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16987
KARAR NO : 2016/16804
KARAR TARİHİ : 28.12.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin … Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2003/39 esasında yargılandığını, 30.06.2003 tarihinde 100.000 ABD Doları kefalet karşılığında tahliye edildiğini, yasal düzenlemeler sonrasında anılan mahkemenin kapatıldığını ve dosyasının….Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/155 esasını alarak yargılamasının sürdürüldüğünü, mahkemenin 07.05.2014 tarihli duruşmasında, adli teminat olarak alınan toplam 100.000 ABD Dolarının davacı sanığa iadesine karar verildiğini, mahkemenin teminatın iadesine ilişkin 08.05.2014 tarihli yazısı sonrasında müvekkili hesabına 142.171,70 TL olarak yatırıldığını, bu paranın 02.06.2014 tarihli ihtirazi kayıtla alındığını, paranın hesaba geçirildiği tarihte 100.000 ABD Dolarının 211.150 TL ettiğini, bundan ödenen miktarın mahsubu ile davalının müvekkiline 68.978,30 TL eksik iade ödemesi yaptığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 68.975 TL’nin 28.05.2014 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davada idari yargının görevli olduğu, teminat olarak alınan tutarın bütçeye gelir kaydedildiği ve gelir kaydına esas tutarın iade edilecek döviz miktarını değiştirmeyeceği, kişinin iade talebini TL cinsinden yaptığı, iade işleminin muhasebeleştirildiği tarihteki döviz satış kuru esas alınarak hesaplanacak TL karşılığı olması, aradaki kur farkının ise ilama bağlı borçlar tertibinden ödenmesi gerektiği, idarece yapılan işlemlerin yerinde ve yasal olduğunu belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarında, “davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine, 67.938,30 TL’nin 28.04.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin ise reddine” karar verilmiş, ancak hükmün gerekçesinde “davadan önce temerrüt oluşmadığından, hükmolunan alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmüştür.” denilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Bu haliyle gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili çelişki olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece; gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilecek şekilde dosya içeriğine uygun yeniden bir karar verilmelidir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek bulunmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.