Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/16280 E. 2016/8577 K. 31.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16280
KARAR NO : 2016/8577
KARAR TARİHİ : 31.05.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen, 31.05.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davacılar vekili Av. … geldi. Davalı vekili Av. … … geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalının, bankadan aldığı kredi karşılığında, müvekkillerine ait taşınmazı ipotek olarak gösterdiğini, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılıp, taşınmazının 16.11.2000 günü 16.100,00 TL’ye satıldığını belirterek; taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri olan 209.280,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, davacıların taşınmazın rayiç değerini talep etme haklarının bulunmadığını ancak taşınmazın ipotek değerini talep edebileceklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece 10.03.2011 tarihli ilamla; davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL’nin 16.11.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyanın temyiz incelemesi duruşmalı olarak Dairemizce yapılmış, 08.11.2012 tarih, 2012/12835 E.; 2012/23041 K. sayılı ilamla, ödeme emri ve kıymet takdiri tutanağının, taşınmaz maliki olan davacılara tebliğ edildiği, kıymet takdiri tutanağına göre taşınmazın ihale tarihindeki gerçek değerinin 39.240,00 TL olduğu, ihale tarihindeki rayiç değer olan 39.240,00 TL üzerinden davanın kabulü gerektiği belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak, 11.07.2013 tarihli ilamla, davanın kısmen kabulü ile 39.240,00 TL tazminatın 16.11.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü, davalı vekilince temyizi üzerine karar bu defa Dairemizin 16.12.2013 tarih ve 2013/19248 E.- 2013/17929 K. sayılı ilamı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, taşınmazın 16.100,00 TL’ye ihale edildiği, ipotek bedeli olan 15.000,00 TL’nin ipotek alacaklısına ödenmesini müteakip, bakiye 1.100,00 TL’nin 30.09.2010 günü taşınmaz maliklerine ödendiği, taşınmaz maliklerine ödenen paranın, taşınmazın ihale tarihindeki rayiç değerinden mahsubu ile bakiyenin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizin bozma kararına karşı davalı vekili bu kez kararın düzeltilmesi isteminde bulunmuştur. Dairemizin, 18.09.2014 tarih, 2014/12133 E.; 2014/12031 K. sayılı ilamı ile: (alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilinin istendiği halde faizin ihale tarihi olan 16.11.2000 tarihinden itibaren başlatıldığı, davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL tazminatın 16.11.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline yönelik ilk kararı davalı vekili temyiz etmemiş ise de, ikinci kararda hüküm altına alınan alacak ve ferileri yönünden davacı yararına kazanılmış hak oluşmayacağı gerekçesiyle bakiye alacak kısmına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği şeklinde) ilaveli bozma yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile 39.240,00 TL’nin dava tarihi olan 20.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacılar vekili temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını istemiştir.
Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi hükmün bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında yeni bir hüküm kuramaz.
Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar. Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Bu ilkeler ışığında somut olay irdelendiğinde, mahkemece Dairemizin bozma ilamlarına uymakla birlikte bozmaya uygun karar verilmemiştir. Zira; 16.12.2013 tarihli bozma ilamında, taşınmaz maliklerine ödenen paranın, taşınmazın ihale tarihindeki rayiç değerinden mahsubu ile bakiyenin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği, 18.09.2014 tarihli ilaveli bozma ilamında ise bakiye alacak kısmına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece, 39.240,00 TL’nin dava tarihi olan 20.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; taşınmazın ihale tarihindeki rayiç değeri olan 39.240,00 TL’den, davacılara ödenen 1.100,00 TL mahsup edilerek, kalan 38.140,00 TL’nin, 15.000,00 TL’sinin 16.11.2000 tarihinden, 23.140,00 TL’sinin ise dava tarihi olan 20.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen taraflar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp, yek diğerine verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.