Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/15550 E. 2015/19990 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15550
KARAR NO : 2015/19990
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2012/95-2013/704

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın süre yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; kaçak tahakkukuna vaki alacağa yönelik icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve itiraz konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin birinci fıkrasında; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Somut olayda; davacı alacaklıya ödeme emrine yapılan itirazın 28.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 12.07.2010 tarihinde hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Bozma nedenine göre sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.