Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/15438 E. 2015/21112 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15438
KARAR NO : 2015/21112
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 20. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2015
NUMARASI : 2014/430-2015/481

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı(karşı davada kaldırılması) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı(karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2012 yılında boşandıklarını, müvekkili lehine 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının; ecrimisil davası açan davalının evini terk ederek aylık 2.000 TL’ye kiraya taşınmak zorunda kaldığını, davalının aileden gelen miras payı ve ticaretten kazancının yüksek olduğunu ileri sürerek, nafakanın 1200 TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacının şirket ortaklığı ve emekli maaşı olduğunu, ayrıca evli olmadan yaşadığı kişiden de düzenli geliri bulunduğunu, müvekkilinin boşanma davasından sonra gelirinde artış olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Karşı davasında ise; tarafların boşanmalarından önceki 20 yıllık fiili ayrılıktan, davacının başka erkekle sadakat yükümlülüğüne aykırı ilişkisinin, resmi boşanmadan sonra da devam ettiğini ileri sürerek, nafakanın kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 900 TL’ye yükseltilmesine, karşı davalının fiilen evliymiş gibi başkasıyla yaşadığının ispat edilemediği, karşı davalının kiraya çıkması birlikte değerlendirildiğinde nafakanın kaldırılmasını gerektirir bir koşulun mevcut olmadığı gerekçe gösterilerek karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı(karşı davacı) vekili temyiz etmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK’nın 175.maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir “, TMK’nın 176/4. maddesinde de; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir ” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Anılan yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası, TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda tarafların 22.10.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları ve davacı lehine 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 03.06.2014 tarihinde açıldığı, davacının 1100 TL emekli maaşı aldığı, 2100 TL kira ödediği, davalının (k.davacı) 1500 TL emekli maaşı aldığı, birlikte yaşadığı şahsın evinde kira ödemeden oturduğu, 1 dairesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına yüksek yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.