Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/15136 E. 2016/14794 K. 14.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15136
KARAR NO : 2016/14794
KARAR TARİHİ : 14.12.2016

MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında Kurumsal Faturalı Taahhütnameli Kampanya kapsamında, Taahhütlü/Abonelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında 24 ay taahhütlü olacak şekilde hatlar tahsis edildiğini, muhtelif tarihlerdeki fatura toplamların ödenmemesi sebebi ile … 9. İcra Müdürlüğünün 2012/4882 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe, borca, fer’ilerine ve faiz oran ve miktarlarına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraflar arasında iletişim hizmet sözleşmesi imzalandığını, 2011 yılına kadar bu sözleşmenin devam ettiğini, ortalama fatura bedellerinin 500,00-700,00 TL arasında olduğunu ve ödendiğini, ancak davacının 22/04/2011 son ödeme tarihli 6.506,38 TL bedelli fatura düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, bu fatura bedeline yanlışlık olabilme ihtimaline karşılık, müvekkilinin itiraz ettiğini, ancak davacının bu itirazı değerlendirmediğini, bu fatura bedelinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, ihtilaflı olan faturadan sonra müvekkilinin hizmet almaktan vazgeçtiğini, buna rağmen davacının fatura göndermeye devam ettiğini savunarak, davanın reddini ve davacının haksız icra takibi başlattığından bahisle % 20 tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile takibin 2.107,15 TL asıl, 155,76 TL gecikme faizi +ÖİV, +KDV, 684,07 TL işlemiş faiz toplamı 2.946,98 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.Dava, taraflar arasındaki taahhütnameli abonelik sözleşmesi kapsamında ödenmediği iddia edilen faturalar nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davaya konu icra takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından ödenmeyen 5 adet fatura dayanak yapılarak faizi ile birlikte 10.198,98 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalı tarafça borcun 570,00 TL’lik kısmı kabul edilerek bakiye kısım yönünden borca itiraz edildiği, devamında borcun 770,00 TL lik kısmının takip dosyasına ödendiği görülmektedir.İcra takibine konu faturalar dikkate alındığında ilk faturanın 22/04/2011 son ödeme tarihli 6.506,38 TL miktarında, dönem ücretini içeren ve gprs kullanımının yüksek oranda olduğu, ikinci faturanın 23/05/2011 son ödeme tarihli 710,25 TL miktarında, dönem ücretini ve ilk faturanın ödenmemesi nedeniyle gecikme faizini içerdiği, üçüncü faturanın 22/06/2011 son ödeme tarihli 307,00 TL miktarında dönem ücretini ve ilk iki faturanın ödenmemesi nedeniyle gecikme faizini içerdiği, dördüncü faturanın 22/07/2011 son ödeme tarihli 302,00 TL miktarında dönem ücretini ve ilk iki faturanın ödenmemesi nedeniyle gecikme faizini içerdiği, beşinci faturanın ise 22/08/2011 tarihli olup 1.694,81 TL miktarında dönem ücretini ve taahhütnamede belirtilen cezai şart bedelini içerdiği belirlenmektedir.HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir….nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; sadece takibe konu 22/04/2011 son ödeme tarihli 6.506,38 TL miktarındaki fatura kapsamında inceleme yapıldığı, ayrı ayrı tüm faturalar ayrıntılı olarak tartışılıp incelenmediği, mevzuata, sözleşmeye ve taahhütnameye uygun teknik inceleme yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.O halde; mahkemece dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişi heyetine verilerek, takibe konu faturaların ayrı ayrı tartışılıp incelenmesi suretiyle mevzuat, taraflar arasındaki sözleşme ve taahhütnameye göre toplam bedelin, davacı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde denetime elverişli olarak belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.