YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15060
KARAR NO : 2015/17552
KARAR TARİHİ : 10.11.2015
MAHKEMESİ : TORBALI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2012/102-2014/164
Taraflar arasındaki vasiyetname tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının murisi A.. A..’in, Torbalı 1.Noterliğince düzenlenen 06.09.2005 tarih ve 11738 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin, Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/398 esas, 2009/1082 karar sayılı ilamı ile açılarak okunduğunu ve vasiyetnamenin bir itiraza uğramadığını ve kesinleştiğini belirterek, dava konusu vasiyetname ile müvekkiline bırakılan, maliye hazinesine ait İzmir İli Torbalı İlçesi Ahmetli Köyü 120 ve 121 parsel sayılı taşınmazların zilyetlik kayıtlarının ve taşınmazlar üzerine muris tarafından inşa edilen yapıların kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; muris A.. A..’in Torbalı 1. Noterliği 29/01/2001 tarih 757 ve 06/09/2005 tarih 11738 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile terekeyi teşkil eden yurt içi ve yurt dışı menkul ve gayrimenkul bütün malları, hak ve alacaklarını, paralarını ve mirasının tümünü, İzmir ili T. ilçesi, A. köyü, köyiçi mevkiinde tapunun 121 parsel numarasında kayıtlı bulunan gayrimenkul ve içinde kendisinin yaptığı evdeki hak ve hisselerinin tamamını M.. A..’e vasiyet edildiği, ancak tapu kayıtları incelendiğinde, A. köyü, köyiçi mevkiinde tapuda 121 parsel nolu taşınmazın tevhid nedeniyle kapalı olup 762 parsel numarasını aldığı, bu parselinde ifraz sebebiyle kapatıldığı101 ada 1 parsel ve 146 ada 10 parsel numaralarını aldığı, taşınmazların muris adına kayıtlı olmadığı gibi, muhdesat kayıtlarının da başkası adına olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, muris A.. A..’e ait 06.09.2005 tarihli vasiyetnamesinin tenfizi ile bu vasiyetname konusu Ahmetli Köyü 120 ve 121 parsel sayılı taşınmazların zilyetlik kayıtları ile taşınmaz üzerindeki yapıların davacı adına tescili istemine ilişkindir.
06.09.2005 tarihli ve 11738 yevmiye numaralı vasiyetname ile vasiyetçi (muris) A.. A..’in ölümünden sonra terekesini teşkil eden tüm malvarlığının sahibi olması için davacıyı mirasçı nasp ve tayin ettiğini bildirmiştir. Vasiyetnamede kullanılan “terekemi teşkil eden yurt içi ve yurt dışı menkul ve gayrimenkul bütün mallarımı hak ve alacaklarımı, paramı velhasıl mirasımın tümünü M.. A..’e bırakıyorum” şeklindeki ifadesi karşısında davacının atanmış mirasçı olduklarının kabulü gerekir.
Kural olarak, muris, ölüme bağlı tasarruf ile mirasçı atayabilir veya muayyen mal vasiyetinde bulunabilir (TMK m. 516-517-519).
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598/2. maddesinde “Mirasçı atamaya ilişkin ölume bağlı tasarrufa mirasçılar tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye Sulh Mahkemesince atanmış mirasçı olduğunu gösteren bir belge verilir”, 598/4. maddesinde “ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır” hükümleri yazılır.
TMK’nun 599.maddesi uyarınca atanmış mirasçılarda mirası mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Bu kişiler Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kendilerine mirasçılık belgesi verilmesi ile vasiyetname konusu hakkın kendi adlarına geçirilmesini sağlayabilecektir (Tapu Tüzüğü md.21).
Somut olayda, davacının dayandığı vasiyetnamenin açılması işlemi tamamlanmış olup, davalılarca vasiyetnameye hakkında iptal davası açılmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla mirasçı nasbedilen davacı, Sulh Hukuk Mahkemesinden alacağı “mirasçılık belgesi” ile vasiyetname konusu taşınmaz (muhdesat) ve hakların adına tescilini talep edebilecektir.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler nedeniyle davacının tescil davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimseler hakkında uygulanması gereken Medeni Kanun madde 600 gereği değerlendirme yapılarak hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.