Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/14541 E. 2016/12459 K. 07.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14541
KARAR NO : 2016/12459
KARAR TARİHİ : 07.11.2016

MAHKEMESİ : …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; İş Mahkemesinin kesinleşen kararı nedeni ile 3.908.50 TL ödenmesi gereken davalıya sehven 18.124.17 TL ödendiğini, fazla yapılan ödemenin tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı nedeni ile durduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir .
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, 14.215.67 TL asıl alacak, 2.558.82 TL faiz üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
Hükme dayanak alınan ve avukat bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; davalıya 14.215.67 TL fazla ödeme yapıldığı, alacağa ödeme tarihinden (12/12/2011) icra takip tarihine (12/12/2013) kadar 2.558.82 TL yasal faiz işleyeceği belirtilmiştir .
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-TBK.’nun 117/1.maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrid olur. Zenginleşen kimseden iade talep edilmeden önce temerrüde düşürülmüş sayılmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Sebepsiz zenginleşmede gecikme faizinin işlemesi için borçlunun bir ihtar ya da aşılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.
Somut olayda; davacı tarafından davalıya fazladan yapılan ödeme geri istenilmiş, ancak davacı tarafından davalının dava tarihinden önce temerrüde düştüğünü gösteren ihtarname gibi bir belge sunulmamıştır. Anılan nedenlerle mahkemece alacak miktarına ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi isabetli bulunmamıştır.
3- İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likit -belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda, alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmektedir veya borçlu bunları bilebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilen veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Somut olayda; alacağın miktarı taraf delilleri ve bilirkişi raporu ile belirlenmiştir, diğer anlatımla asıl alacak miktarı likit ve belirli değildir. Mahkemece, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi anılan nedenle isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenler ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3.bentte açıklanan nedenler ile hükmün davalı yararına HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.