YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14364
KARAR NO : 2015/20354
KARAR TARİHİ : 15.12.2015
MAHKEMESİ : BOR ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2015
NUMARASI : 2015/45-2015/300
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davada, davacı için hükmedilen 150 TL olan tedbir nafakasının 300 TL’ ye, müşterek çocuk için hükmedilen 150 TL olan iştirak nafakasının 300 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; tarafların müşterek çocukları Fatoş için hükmedilen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 220,00 TL’ ye çıkartılarak, her ay bu şekilde davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Ancak kısa kararda “davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; davacı Mehbare için bağlanan 150 TL yoksulluk nafakasının 75 TL artırılarak toplam 225 TL yoksulluk nafakasının, dava tarihinden itibaren davalı N.. Ç..’dan alınarak davacı M.. Y..’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, müşterek çocuk Ramazan için bağlanan 150 TL iştirak nafakasının 75 TL artırılarak, toplam 225 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren davalı N.. Ç..’dan alınarak davacı M.. Y..’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Bu durum, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmaktadır.
10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.
Anılan içtihadı birleştirme kararı gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde vicdani kanaate göre yeniden bir karar verilmelidir.
Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.