Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/14048 E. 2016/7893 K. 23.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14048
KARAR NO : 2016/7893
KARAR TARİHİ : 23.05.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; taraflar arasında daire satımına ilişkin sözleşme imzalandığını, satım bedelinin 124.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını,avans niteliğinde 250,00 TL ödediğini, tarafların 1-2 ay içinde tapudan satışın gerçekleşmesi konusunda anlaştıklarını, eve bir hayli masraf yaptığını, söz konusu süreç tamamlanmadan müvekkilinin davalıya satış bedelinin hazır olduğunu bildirerek tapudan satışın yapılmasını istediğinde davalının satıştan vazgeçtiğini belirttiğini,sözleşmenin karşı tarafın yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle fesih olduğunu,yapılan masraflara ilişkin… 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/94 D İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL belirsiz nitelikteki alacağın yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş,12.03.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 46.253,52 TL nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davalıya ait olmadığını ,taşınmazın davalının eşi …’a ait olduğunu belirterek davanın husumet nedeniyle reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 42.975,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş,hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında “hak ilişkisine dayalı bağ” dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir.
Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde, davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de; hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder.
Uygulamada sıfat yerine genel olarak “husumet”, davacı bakımından “aktif husumet ehliyeti”, davalı bakımından “pasif husumet ehliyeti” tabirleri kullanılmaktadır.
Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak talep ettiği, taraflar arasında düzenlenen 04.02.2012 tarihli sözleşmeyi davalının satıcı vekili olarak imzaladığı, tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın dava dışı …’a ait olduğu anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; davalının malik olmaması nedeniyle istemin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.