Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/13876 E. 2015/16082 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13876
KARAR NO : 2015/16082
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : ISPARTA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2014
NUMARASI : 2012/361-2014/299

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının, aracını onarım için davacı şirkete getirdiğini, aracın onarılarak davalıya teslim edildiğini; araç tamir bedelinin ödenmediğini, başlatılan icra takibine de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 6.054.27.- TL asıl alacak üzerinden devamına, bu miktara takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 6.054.27.- TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tamirat sebebiyle değiştirilen parçaların davacı tarafça davalıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, İİK. 67/2.maddesi uyarınca; icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid -belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmektedir veya borçlu bunları bilebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilen veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Somut olayda; alacağın varlığı ve miktarı taraf delilleri ve bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Diğer anlatımla asıl alacak miktarı likit ve belirli değildir. Mahkemece, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi anılan nedenle isabetli bulunmamıştır.
Ancak bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve Hakimin takdir yetkisi kapsamında kalmadığından; hükmün 4.fıkrasının hükümden çıkarılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.