Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/13765 E. 2015/16453 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13765
KARAR NO : 2015/16453
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

MAHKEMESİ : DEVELİ 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2013/279-2014/276

Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 2006 yılında evlendiklerini, taraflar arasındaki huzursuzluk nedeni ile müvekkilinin evden kovulduğunu, ancak zorunlu eşyalarını alabildiğini, Develi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/677 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, dava dilekçesinde belirtilen ziynet ve ev eşyalarının davalıda kaldığını, bu eşyalarla ilgili aralarında çeyiz senedi düzenlendiğini ileri sürerek; adı geçen eşyaların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen mümkün olmadığı taktirde bedellerinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, bilirkişi raporunda geçen ev ve ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen verilmesine, aynen ifası mümkün olmadığı takdirde ev ve ziynet eşyalarının toplam değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297.maddesi (HUMK.388.md) hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Aynı kanunun 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre ise, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olayda; mahkemece, hüküm kısmında aynen iadesi olmadığı taktirde bedelinin tahsiline karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerleri ayrı ayrı gösterilmemiş, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmiştir. Öte yandan, hükmedilen ve davalıdan tahsiline karar verilen ziynet eşyasının toplam değeri 31.474 TL olmasına rağmen, mahkemece 37.734 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ayrıca, 4 adet normal bilezik bedeli olarak dava dilekçesinde, 5.730 TL olarak talep edilmiş, hükümde ise talep aşılarak 5.832 TL üzerinden tahsiline karar verilmiştir.
O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde ve taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.