YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13613
KARAR NO : 2016/8119
KARAR TARİHİ : 25.05.2016
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında yapılan ibraname başlıklı belge gereği müvekkilinin davalı ve dava dışı …’a tapu hisseleri karşılığı ayrı ayrı 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalının belirtilen belgenin düzenlenmesi sırasında müvekkiline verdiği vekaletnamede azlettiğini, bu şekilde hisse devrini imkansız hale getirdiğini, daha sonra ödenen bedelin tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ettiğini belirterek; icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacıya verdiği vekaletname karşılığında para almadığını, davaya ve takibe dayanak yapılan ibraname başlıklı belgeden haberi olmadığını, imza ve yazıya itiraz ettiğini, duruşmadaki beyanın ibranamedeki imzaya itiraz etmediğini, metnin son cümlesindeki satış bedeline ilişkin kısmın sonradan eklendiğini savunarak davanın reddini ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile … 2. İcra Dairesinin 2014/4114 Esasındaki icra takibine yapılan itirazının iptali ile, icra takibinin aynen devamına, asıl alacağın % 20 sine denk gelen 4.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.(BK.m.101/1, TBK.m.117/1)
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Somut olayda; davacı tarafından başlatılan icra takibinde işlemiş faiz talep edildiği, ancak takip tarihinden önce bedelin iadesi için davalının temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla; ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğinden; mahkemece ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulması doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden, hükmün 1.bendinde bulunan “Davanın…” kelimesinden sonra “…kısmen…” kelimesinin eklenmesi, 2. bendine “… 2. İcra Dairesinin 2014/4114 Esasındaki icra takibine yapılan itirazının” ifadesinden sonra gelmek üzere “asıl alacak yönünden” ifadesinin eklenmesi ve aynı bentteki “aynen” kelimesinin hükümden çıkarılarak yerine “asıl alacak yönünden” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.