Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/13356 E. 2015/19692 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13356
KARAR NO : 2015/19692
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

MAHKEMESİ : BALIKESİR 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2015
NUMARASI : 2015/144-2015/484

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, davalı lehine 300,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davalının boşanma kararından sonra sigortalı olarak çalışmaya başladığını, davalının köyden ayrılarak şehir merkezine yerleştiğini, kendisinin yeniden evlendiğini ve çocukları olduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya azaltılmasını talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin asgari ücretle çalışmaya başladığını, başka geliri olmadığını, aldığı asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; nafaka artırım davası üzerinden beş yıl geçtiği ve davalının asgari ücretle çalışmaya başlamasının yoksulluğunu ortadan kaldırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması,” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).
Somut olayda; taraflar Balıkesir 1. Aile Mahkemesinin 2004/256 Esas ve 2005/445 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, davalı lehine 250,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığı, son nafaka artırım davası olan Balıkesir 1. Aile Mahkemesinin 2010/9 Esas ve 2005/554 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakasının 300 TL’ye çıkarılmasına karar verildiği ve kararın 20.10.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davalı kadın nafaka artırım davasından sonra özel bir hastanede asgari ücretle çalışmaya ve kendisine ait evde ikamet etmeye başlamıştır. Asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının asgari ücretle çalışmaya başlamış olması ile davalının ikamet ettiği evi ne zaman ve nasıl edindiğinin tespitine ilişkin tapu kayıtlarının da getirtilerek araştırılması sonucunda tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.