Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/13342 E. 2015/19962 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13342
KARAR NO : 2015/19962
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ : KONYA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2015
NUMARASI : 2014/865-2015/409

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Konya 1. Aile Mahkemesinin 2004/156 E. 2004/284 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve protokol çerçevesinde tarafların müşterek çocuklarından Sinemin velayetinin anneye, Gizem’in velayetinin babaya verildiğini, anlaşma protokolü ile M.. B..’nın velayeti annede kalan müşterek çocuk Sinem için boşanma tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 120.00 TL. iştirak nafakası vermeyi kabul ettiğini, hükmedilen iştirak nafakasının ”her yıl 1 Ağustos tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, o yıl ki tayin edilen net asgari ücret tutarının % 40’a tekabül edecek şeklinde artırmayı kabul ve taahhüt eder” şeklinde düzenlendiğini, taraflar arasındaki protokol hükmüne rağmen mahkemece, boşanma kararında “nafakanın her yıl 1 Ağustos tarihinden geçerli olmak üzere o yıl ki tayin edilen net asgari ücret tutarının % 40 oranında arttırılmasına” şeklinde hükme geçildiğini, hükümde amaç edinilenden çok uzak olacak şekilde yanlışlık yapıldığını, yasal şartlar oluşmadığından tavzih taleplerinin de reddolduğunu, çocuk için talep edilen nafaka miktarının bugünkü tarih itibariyle 2.143,00 TL. olduğunu, çocuğun 12 yaşında olup devlet okuluna gittiğini, halen ödenmekte olan nafaka miktarının müvekkilini sıkıntıya soktuğunu, davalıya ciddi anlamda miras kaldığını ve maddi durumunun da son derece iyi olduğunu ileri sürerek müvekkilinin müşterek çocuk Sinem için ödediği 2.143,00 TL. aylık iştirak nafakasının tarafların anlaşmaları doğrultusunda ve müvekkilinin değişen ekonomik ve sosyal durumuna göre uyarlanarak dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL’ye düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının anlaşmalı boşanma protokolüyle kararlaştırılan iştirak nafakasının yanlış hesaplandığından bahisle daha önce de yargı yoluna başvurduğunu ve bu konuda davacının tavzih talebinin reddolduğunu, yargılamanın yenilenmesine ilişkin talebinin de reddolduğunu, davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu, sırf boşanmayı sağlayabilmek için bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ve azaltılmasına ilişkin talebinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tarafların gerçek iradesine uygun nafaka miktarının, o yılki asgari ücretin %40’ına tekabül eden miktar olarak belirlendiği, boşanma ilamındaki nafaka artışına ilişkin ibarenin tarafların gerçek iradesine uymadığı, davacının boşanma davasındaki tavzih ve yargılamanın iadesine ilişkin taleplerinin reddine dair verilen kararların usule ilişkin olup, esasa dair hükümler olmadığı, tarafların gelir durumları, davacının boşanma kararının kesinleştiği andan itibaren nafaka artışı yönündeki yanlışlığa ilişkin beyan ve talepleri, protokolde düzenlenen tarafların gerçek iradesine uygun nafaka artış miktarına göre, dava tarihi itibariyle olması gereken nafakanın 356,41 TL olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile Konya 1. Aile Mahkemesinin 08/03/2004 tarihli, 2004/156 E. 2004/284 K. sayılı ilamı ile müşterek çocuk Sinem için takdir edilen iştirak nafakasının, dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL’ye düşürülmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.’nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; müşterek çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. (TMK. nun 330/1. maddesi).
Somut olayda, taraflar Konya 1. Aile Mahkemesinin 2004/156 E. 2004/284 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma ilamı ile müşterek çocuklardan Sinem’in velayeti anneye verilmiş, 120,00 TL. iştirak nafakasına hükmedilmiş ve nafakanın her yıl 1 Ağustos tarihinden geçerli olmak üzere o yılki tayin edilen net asgari ücret tutarının %40’ı oranında artırılmasına karar verilmiş, karar 13.04.2004 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece, boşanma ilamındaki nafaka artışına ilişkin ibarenin tarafların gerçek iradesine uymadığından bahisle kesinleşmiş bir kararın tekrar yorumlanarak sonucu dairesinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, mahkemece; davacının, ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının gözetilip iştirak nafakasının azaltılmasını gerektirir şartların oluşup oluşmadığı incelenip sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.