Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/13326 E. 2015/20210 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13326
KARAR NO : 2015/20210
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2014
NUMARASI : 2014/438-2014/1386

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, tarafların Ankara 8. Aile Mahkemesinin 2010/349 E.-2010/403 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı boşandıklarını, bu karar ile 2006 doğumlu müşterek çocuk Sude lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ve nafakanın her yıl %20 oranında artışına karar verildiğini, müvekkilinin boşanma sürecinde psikolojik sorunlar yaşadığını, söz konusu kararı müzakere edemediğini, müvekkilinin devlet memuru olarak görev yaptığını, devlet memurlarına her yılın ilk 6 ayı %3, ikinci aylık ayı %3 zam verildiğini, maaşının artış oranı ile nafakanın artış oranı karşılaştırıldığında arada büyük fark olduğunu, Adalet Bakanlığının her ay ödediği 210 TL fazla mesai ücretinin kaldırılması nedeni ile maaşında düşüş meydana geldiğini, ayrıca Van şehrinde yaşanan depremler neticesinde maddi zarara uğradığını, bu nedenle müşterek çocuk lehine takdir edilen ve halen ödenmekte olan 348 TL iştirak nafakasının 200 TL’ye indirilmesi ve yıllık %20 olarak belirlenen nafaka artış oranının yıllık memur maaş artış oranına endekslenerek karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediğini, davacının maddi durumunun iyi olduğunu, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; müşterek çocuk Sude lehine Ankara 8.Aile Mahkemesinin 2010/349 Esas ve 2010/403 Karar sayılı ilamıyla hükmedilen ve yıllık %20 oranında artırılan nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300 TL’ye indirilmesine ve gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, davacı gelirinin düştüğü gerekçesiyle anlaşmalı boşanma davasında hüküm altına alınmış olan iştirak nafakasının indirilmesi istenilmektedir.
TMK. mad. 176/4 hükmüne göre ”Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Aynı şekilde 331. madde uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.
Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat; sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla paylaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmaktan daha başka ve daha ileride bir anlam taşır.
Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle taraflardan biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulmuşsa, artık taraflar o akitle bağlı tutulmazlar, değişen bu koşullar karşısında TMK.nun 2.maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 18.03.2010 tarihinde TMK ‘nun 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı boşandıkları, müşterek çocuk Sude’nin velayetinin davalı anneye verildiği, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında düzenlenen protokolün 4.maddesi gereğince, müşterek çocuk Sude lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ve nafakanın her yıl %20 oranında artışına karar verildiği, davacının Van Bölge idare Mahkemesinde zabıt katibi olup, aylık 2.023.94 TL gelirinin olduğu, 425 TL kira ödediği, 1997 model toyoto corolla marka aracının olduğu, davalının ise öğretmen olup, aylık 2.782.77 TL gelirinin olduğu, müşterek çocuk Sude’nin 5. sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki boşanma kararından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişiklik olmamış, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğu, davacının ekonomik durumunda menfi bir değişiklik olduğu ispat edilememiştir.
O halde mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.