YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13236
KARAR NO : 2015/20152
KARAR TARİHİ : 14.12.2015
ESAS NO : 2015/13236
KARAR NO : 2015/20152
Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı İ.. K.. ile davalı M.. K.. aralarındaki kişisel eşyanın iadesi davasına dair İzmir 12. Aile Mahkemesinden verilen 24/06/2014 günlü ve 2013/278 E. -2014/390 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 18.06.2015 günlü ve 2014/18146 E. – 2015/11355 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyaları ile paraların bir keseye konularak davalının ailesine teslim edildiğini, sonrasında ise ziynet eşyalarının işyerindeki kasada muhafaza edildiğinin davalı tarafından müvekkiline bildirildiğini, şubat ayında müvekkilinin davalıdan gördüğü şiddet nedeniyle gece yarısı müşterek evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığını, ancak davalının ziynet eşyalarını müvekkiline iade etmeye yanaşmadığını ileri sürerek; ziynet eşyaları ile paraların aynen iadesini, ziynet eşyalarının iadesinin mümkün olmaması halinde ise bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; düğün gecesi müvekkili ile davacıya teslim edilen ziynet eşyalarının evdeki kasada muhafaza edildiğini, davalının iş seyahati nedeni ile evde bulunmadığı sırada evi terk eden davacının kasadaki ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “ …Yargıtayında birçok kararında kabul ettiği üzere hayatın olağan akışına göre bu tür ziynet ve takılan paranın kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu tür eşyalar kolaylıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Dolayısı ile davacı yanın bu eşyalara diğer tarafın el koyduğunu, elinden rızası olmadan aldığını ispatlaması gerekir. Bir kısım tanıkların bu yöndeki ifadeleri somut görgüye dayalı olmayıp davacı ya da başkalarından duyuma ilişkindir.Yine bir kısım tanık beyanlarına göre ziynetlerin müşterek hanede kasaya konduğu, davacının davalı eşi evde olmadığı, iş gezisinde olduğu bir sırada evden ayrıldığı, davalı iş gezisinden döndüğünde arkadaşı olan tanık Erkan ile kasaya bakıldığı ve boş olduğunun anlaşıldığı hususu tespit edilmiştir. Bu hali ile davacının davasını ispatlayamadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş; dairemizin 18.06.2015 günlü ve 2014/18146 E. 2015/11335 K. sayılı ilamıyla hükmün onanması üzerine, davacı vekili bu defa kararın düzeltilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir.
TMK. nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalının işyerindeki kasada kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının müşterek evdeki kasada muhafaza edildiğini ve kendisinin iş seyahati nedeni ile il dışında olduğu sırada davacı tarafından kasadan alınıp götürüldüğünü savunmuştur.
Buna göre davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını veya götürülmesine engel olunduğunu, ispat yükü altındadır.
Davacı taraf, iddiasını ispat için, taraflar arasında görülen boşanma davasına delil olarak dayanmıştır. İş bu dava ile aynı gün açılan ve İzmir 13. Aile Mahkemesinde görülen 2013/273 E. 2013/293 K. sayılı boşanma dosyasının incelenmesinde; dinlenilen davacı – karşı davalı kadın tanıkları S.. D.., Osman Dizdar, Sezai Dizdar ve Özde Gözler’in, davacı kadının davalı kocasından gördüğü şiddet nedeniyle evden ayrıldığını beyan ettikleri, davalı – karşı davacı koca tanığı A.. T..’in ise davalının birlikte iş seyahatine çıkmalarından önceki gece davacı ile kavga ettiğini söylediğini beyan ettiği, mahkemece davacı – karşı davalı tanıklarının beyanları ile davalı kocanın davacı kadına sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığının kanıtlandığı gerekçesiyle davacı kadının boşanma davasının kabulü ile 30.000 TL maddi ve (davalı kocanın sözlü ve fiziksel şiddet eylemleri nedeniyle) 20.000 TL manevi tazminatın davalı kocadan tahsiline, davalı – karşı davacı koca tarafından açılan boşanma davasının ise reddine karar verildiği, hükmün derecaattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Boşanma davasında dinlenilen (ve beyanları hükme esas alınan) davacı tanıkları ile davalı tanığı A.. T.., iş bu davada da tanık olarak dinlenilmiştir. Davacı tanıkları verdikleri ifadelerinde de; 2013 yılı Şubat ayında gece yarısı baba evine gelen davacı kadının boynunda morluk ve kızarıklıklar olduğunu, tarafların bu olaydan sonra bir araya gelmediklerini beyan etmişler, davalı tanığı ise; davalının iş seyahatinden döndükten 2-3 gün sonra Erkan isimli arkadaşları ile müşterek eve giderek kasayı kontrol ettiğini beyan etmiştir.
Kesinleşen boşanma davasında verilen hüküm ve bu hükme esas alınan tanık beyanları ile iş bu davada dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadının, davalı kocadan gördüğü şiddet nedeniyle ziynet eşyalarını alamadan gece yarısı müşterek evden ayrılarak ailesinin yanına sığındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı kadın tarafından davaya konu ziynet eşyalarının davalı kocada kaldığının ispat edildiği
gözetilerek, ziynet eşyalarının değerinin belirlenmesi suretiyle ulaşılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemiz onama kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenler ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: HUMK. nun 440.maddesi gereğince davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile dairemizin 18.06.2015 günlüve 2014/18146 E. 2015/11335 K.sayılı onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harçlarının istek halinde davacı tarafa iadesine, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.