YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13100
KARAR NO : 2015/20768
KARAR TARİHİ : 22.12.2015
MAHKEMESİ : GÖLBAŞI (ADIYAMAN) 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2015
NUMARASI : 2014/189-2015/324
Taraflar arasındaki rücuen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı (V.. M..) vekili dava dilekçesinde; davalının, davacı kurumun kadrolu avukatı olarak görev yapması nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 146.maddesi gereğince ödenmesi gereken vekalet ücretinin, limite bağlı olmaksızın ödendiği ileri sürülerek, limit harici yapılan 15.452 TL’nin davalı avukata ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davanın hak düşürücü süre, zamanaşımı ve görev yönlerinden reddini dilemiş, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164.maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle vekalet ücretinin davalıya ait olduğunu savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Anılan hüküm Dairemiz tarafından; “…657 sayılı Yasada kurum avukatlarına verilecek vekalet ücretine ilişkin olarak farklı bir düzenleme yapılmadığı sürece 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda 4667 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin, 657 sayılı Kanunun 146. maddesi hükmünü yürürlükten kaldırdığından ve ayrıca kamu personeli statüsünde bulunan kurum avukatlarına ve bu arada davalıya ödenen vekalet ücretine uygulanan sınırlamayı kaldırdığından söz etmek mümkün değildir.
O halde davalılar 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki kurallara göre belirlenen miktardan fazla vekalet ücreti alamazlar.
Hal böyle olunca; mahkemece, anılan 146.maddede yer alan düzenleme uyarınca inceleme yapılarak davalıya fazla ödenen miktar yönünden davanın kabulü gerekirken, reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi doğrultusunda, davanın reddine hükmolunmuş; sözkonusu hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı kurum nezdinde kadrolu avukat olarak görev yapan davalıya, görev yaptığı dönem için Devlet Memurları Kanunu gereğince yapılması gereken miktardan fazla vekalet ücreti ödemesi yapılıp yapılmadığı noktasındadır.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada alınan tek kişilik bilirkişi raporuna bakıldığında; dava konusu tahakkuklara ilişkin olarak denetime elverişli şekilde açıklayıcı ve ayrıntılı hesaplama yapılmadığı, sadece davacı kurumun tahakkukları esas alındığı ve rapora geçirildiği görülmektedir. Bu yönüyle bilirkişi raporunun eksik, yetersiz ve denetime elverişsiz olduğu ve hükme esas alınamayacağı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece, dosyanın konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporuna itirazları da gözönüne alınarak, dosya kapsamında mevcut delillere göre, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması gerekirken, yetersiz ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.