YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12997
KARAR NO : 2015/19587
KARAR TARİHİ : 03.12.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2014
NUMARASI : 2013/785-2014/695
Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı H.. Ö..’ın Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/05/2010 tarih ve 2010/366 E, 2010/351 K sayılı ilamıyla boşandıklarını, boşanma kararı ile müşterek çocuk B….Ö…’ın velayetinin davacı annesine bırakıldığını ve aylık 250 TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, o tarihten bu yana çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek; aylık 250 TL olan iştirak nafakasının aylık 700 TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile aylık 250,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
TMK.’nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların Bingöl Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/05/2010 tarih ve 2010/366 E, 2010/351 K sayılı ilamıyla boşandıkları, müşterek çocuk için aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın 04/05/2010 tarihinde kesinleştiği; müşterek çocuk Buket Özcan’ın 25/11/2002 doğumlu öğrenci olduğu; davacının B… L… K… Hastanesinde hemşirelik yapıp 2.987 TL maaş aldığı; davalının ise, polis memuru olarak çalıştığı ve ayda 2.632 TL geliri bulunduğu, 250 TL kira ödediği, yeniden evlendiği tespit edilmiştir.
Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.