YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12534
KARAR NO : 2015/19787
KARAR TARİHİ : 08.12.2015
MAHKEMESİ : TİRE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2012/210-2013/471
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; davaya konu taşınmaz müvekkili adına kayıtlı iken bir takım muhtesat ve faydalı masraflar yaptığını, ancak davalıların tapu iptal davası açarak taşınmazda pay sahibi olduklarını, daha sonra davalılarca açılan ortaklığın giderilmesi davasında yapılan keşifte davacı tarafından yaptırılan muhtesat ile dikilen ağaçların varlığı ve bedellerinin belirlendiğini, ancak karşı taraf kabul etmediğinden bu davanın açılmak zorunda kaldığını iddia ederek, muhtesatların ve faydalı masrafların bedellerinin tespiti ile taşınmazın satış bedelinden davacı adına tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu taşınmazda tapu kaydında nitelik olarak kargir damı olan tarla yazılı olduğunu, kadastro sırasında muris adına bu şekilde tespit gören taşınmazla ilgili 10 yıl içinde dava açılmadığını, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle kargir damın murise ait olduğunun kesinleştiğini, bu sebeple davacının damı kendisinin yaptırdığı iddiasını kabul etmediklerini, Çelik karkas üstü oluklu galvaniz saç kaplı hayvan ağılının tarfların murisi döneminde yapıldığını, söz konusu ilmalatın davacı tarafından yapılmış olsa dahi faydalı masraf olarak nitelendirilemeyeceğini söz konusu yapının taşınmaza katkısının olmadığını ve sökülüp götürülebileceğini, su kuyusunun murisin sağlığında ve muris tarfından yaptırıldığını, davacı ile ilgisi olmadığını, şu anda suların çekilmesinden dolayı kuyuda suyun olmadığını, suyu olmayan bir kuyunun taşınmaza bir katsının olmayacağını ve maddi değerinin olmadığını, elektrik tesisatının, taş duvarlı fırın ve deponun muris tarafından yapıldığını, dikilen ağaçlarla davacının ilgisinin olmadığını, talep edilen rakamın da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının dava dilekçesinde yaptırdığını ve dikip yetiştirdiğini iddia ettiği ağaç, bina, sondaj kuyusu vs. ile ilgili olarak alacak davası açtığı, davacının bu konuda aidiyetin tespiti davası açma yerine alacak davası açmayı tercih ettiği, yani açılan davanın murise ait taşınmaza yapılan muhdesatlarla ilgili sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanmadığı, davalıların satış sonucu paylarına düşen parayı henüz almadıkları ve sebepsiz zenginleşmenin doğmadığı, davacının işbu davayı davalıların satıştan paylarına düşen parayı almaları halinde açabileceği, taşınmazın satışından sonra iddia edilen faydalı masrafların katkısının belirleneceği, bu aşamada mahkememizce faydalı masraflarla ilgili değerlendirme yapılamasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesi ile; muhtesatların ve faydalı masrafların bedellerinin tespiti ile taşınmazın satış bedelinden davacı adına tahsilini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinin açıklanması mahiyetinde bulunan 10.04.2013 tarihli dilekçede de; ”Taleplerimizin kabulü ile yapılan faydalı masrafların müvekkilim lehine tespitine ve açılmış olan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılacak tespitin dikkate alınarak taşınmazın satış bedelinden tahsiline karar verilmesini arz ederim” şeklinde beyanda bulunarak davacı tarafından davaya konu taşınmazda yapılan faydalı masrafların tespitini de talep ettiklerini dile getirmiştir. Buna göre davada; davacı tarafından yapılan faydalı masrafların varlığı ve bedellerinin tespiti talebi de bulunmaktadır.
O halde; davacının hissedar olduğu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açıldığına göre davacının söz konusu taşınmaza yaptığı masrafların tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek, mahkemece; davacının tespite ilişkin talepleri üzerinde de durulması gerekirken, yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.