YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12288
KARAR NO : 2015/19728
KARAR TARİHİ : 07.12.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2015
NUMARASI : 2012/517-2015/208
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının davacının babası olduğunu, davacının Kadir Has Üniversitesi, Hukuk Fakültesi öğrencisi olduğunu, davalı babanın çocuk cerrahı olup maddi durumunun çok iyi olduğunu, davacının ise hiç bir gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, aylık 3000,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; maddi durumunun iddia edildiği kadar iyi olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden geçerli olmak üzere takdiren aylık 2.500,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir.
TMK.nun 364/1.maddesinde; “herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür”.
TMK.nun 365/2 maddesinde; “dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir” düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği…” vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; mahkemece yapılan araştırma neticesinde, davacının Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1.sınıf öğrencisi olduğu, 2012-2013 dönemi için yıllık okul giderinin 11.137.64 TL olduğu ; davalının ise Yakacık Doğumevi ve Çocuk Hastanesinde doktor olduğu, 5.137.64 TL maaş aldığı, İstanbul Ataşehirde bir taşınmazı olduğu tespit edilmiş, ancak dava dışı annenin ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin bir araştırma yapılmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacının annesinin ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılıp annenin katkısı da gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre, davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda nafaka takdiri yoluna gidilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.