YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12262
KARAR NO : 2015/19933
KARAR TARİHİ : 09.12.2015
MAHKEMESİ : SULUOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2015
NUMARASI : 2014/327-2015/109
Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; davalı ile anlaşmalı şekilde boşandıklarını, mahkeme kararı ile davacı lehine belirlenen 400 TL yoksulluk nafakasının, aradan geçen sürede yetersiz kaldığını, üniversite öğrencisi olan müşterek çocuğa para gönderdiğini, konut kredisi taksiti ödediğini, kanser tedavisi gördüğünü belirterek nafakanın 700 TL’ye artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacıya, boşanma sebebiyle 72.500 TL para ödediğini, davacının seyyar satıcılık yaparak gelir elde ettiğini, tarım arazileri olduğunu, davalının ödeme gücü bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; tarafların ekonomik sosyal durumları, davacının artan ihtiyaçları gerekçesiyle, davanın kabulü ile nafakanın 700TL’ye artırımına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının artırımına ilişkindir.
TMK’nun 175.maddesi “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir.”
TMK’nun 176/4. maddesine göre de; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda; tarafların, 18.07.2013 tarihinde, anlaşmalı şekilde boşanmalarına karar verildiği, boşanma hükmünün, 19.07.2013 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 24.07.2014 tarihinde açılmış olduğu, davacı kadının, ev hanımı olduğu, babasından 370 TL ölüm aylığı aldığı, kendisine ait evde oturduğu, aylık 450 TL konut kredisi geri ödemesi bulunduğu; davalının ise memur olup, 2.250 TL maaş aldığı, annesine ait evde annesi ile birlikte yaşadığı, 2001 model O.A. marka aracının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir.
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.