Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/1175 E. 2015/9512 K. 26.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1175
KARAR NO : 2015/9512
KARAR TARİHİ : 26.05.2015

MAHKEMESİ : BURSA 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2014
NUMARASI : 2014/266-2014/999

Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde, tarafların boşandıklarını, ortak çocuklar 2004 doğumlu A.. N.. ile 2007 doğumlu B..’ün velayetlerinin müvekkiline verildiğini, çocuklar için 600’ar TL iştirak nafakası takdir edildiğini, aradan 6 yıl geçtiğini, çocukların ihtiyaçlarının arttığını, davalının maddi durumunun iyi olduğunu ileri sürerek, ortak çocuklar A.. N.. için ödenmekte olan iştirak nafakasının 2.000 TL’ye, B.. için ise aylık 1.500 TL’ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; davacının, çocukları kendisine danışmadan özel okula gönderdiğini, ekstra masraflarının ve kredi ödemelerinin olduğunu, davacının da öğretim görevlisi olup, ekonomik durumunun iyi olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, aylık 600.00’er TL olan iştirak nafakalarının 900.00’er TL arttırılarak 1.500.00’er TL’ye yükseltilmesine ve dava tarihinden itibaren her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 182.maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir.
“Hakimin Takdir Yetkisi” başlıklı 182.maddesinin 2.fıkrasında; “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur.
./..
Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” 3.fıkrasında da “Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı kanunun “Durumun Değişmesi” başlıklı 331.maddesinde; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırımı davası açılabilir. (HGK. 15.07.2009 gün ve 3-352 E./348 K.)
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda, mahkemece yaptırılan araştırma neticesinde, davacı annenin aylık 2.600 TL gelirinin bulunduğu, davalı babanın ise … firmasında mühendis olarak görev yapmakta olup, 2014 yılı itibariyle, aylık net maaşının 6.752 TL, aylık brüt ikramiyesinin 2.250 TL ve yıllık brüt yıl sonu prım tutarının 9.947 TL olduğu, yeniden evlendiği, müşterek çocukların 2004 ve 2007 doğumlu olup, özel okula gittikleri anlaşılmıştır.
Ne var ki; mahkeme tarafından, müşterek çocukların okul ücreti, gider ve masrafları ile, nafaka yükümlüsü babanın yıllık net kazancı tam olarak araştırılmadan, hüküm kurulduğu görülmüştür.
Öyle ise mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak müşterek çocukların ihtiyaç ve giderleri, tarafların ekonomik durumları, davalı babanın net kazancı gözetilerek hakkaniyete uygun miktarda nafaka arttırımı takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.