Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/11486 E. 2015/15213 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11486
KARAR NO : 2015/15213
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2012/496-2014/196

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının kullandığı iş yerinde 17.04.2001 tarihinde ……… nolu sayaç ile 2109 nolu, 17.04.2001 tarihinde ………..nolu sayaç ile ………. nolu ve 23.10.2001 tarihinde ……… nolu sayaç ile …… nolu üç adet kaçak su tutanağının ………….. adına tutulduğunu, …………Mersin İl Başkanlığı ve ……….. Genel Başkanlığı aleyhine Mersin 8.İcra Dairesinin 2008/6780 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine açılan davada mahkemece her iki tüzel kişiliğin borçla ilgisi olmadığının belirtilerek davanın reddedildiğini, davalının 12.086,68 TL su ücreti, 3.625,96 TL atık su ücreti, 2.828,32 TL KDV ve 3,50 TL pul ücreti, 133.496,88 TL gecikme cezası, 24.029,43 TL gecikme cezası KDV’si olmak üzere toplam 176.070,77 TL borçlu olduğunu, alacağın tahsili için Mersin 1. İcra Dairesinin 2011/8488 sayılı takip dosyası ile takibe geçtiklerini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, mahkemenin görevli olmadığını, tutulan kaçak su tutanakları ile ilgisinin bulunmadığını, tutanakların ……….adına tutulduğunu, davada taraf sıfatının bulunmadığını beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun Mersin 1. İcra Dairesinin 2011/8488 sayılı takip dosyasında 18.544,45 TL asıl alacak (su ücreti, atık su ücreti ve KDV), 95.878,07 TL işlemiş faiz, 17.258,05 TL KDV olmak üzere toplam 131.680,57 TL üzerinden yapılan takibe vaki itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın varlığı yapılan yargılama sonunda belli olup likit olmadığından davacı lehine takdiren inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak su tutanaklarına istinaden başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dava konusu kaçak su tespit tutanağında, ……….’nın abonesiz sayaçtan su kullandığının tespit edildiği görülmüştür.
Kaçak tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerdendir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kaçak kullanıma sebebiyet veren abonenin sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının abone veya fiili kullanıcı olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemece öncelikle yukarıdaki ilke gereği davalının sorumlu olup olmadığının tespit edilmesi daha sonra işin esasına girilmesi gerekmektedir.
Mahkemece öncelikle davalının abone veya fiili kullanıcı olup olmadığı araştırılmalı, bu hususta taraflara gerekirse yeni delil sunma imkanı verilmeli, dava konusu borçtan kimin sorumlu olduğu hususu tereddüte mahal bırakmayacak şekilde aydınlatılmalı sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.