YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11290
KARAR NO : 2015/19458
KARAR TARİHİ : 02.12.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2014/36-2014/225
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı A.. A.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılarla 09/04/2013 tarihinde araç satın almak için anlaştığını, bu anlaşma nedeniyle 20.000,00 TL ödeme yaptığını, geri kalan 40.000,00 TL bedel için 10.000 TL tutarında 4 adet bono düzenlendiğini, aracın klima arızası nedeniyle servise götürüldüğünde pert olduğunun anlaşıldığını, davalılara sözlü olarak bildirildiğini, ruhsat satış işlemlerinin gerçekleşmediğini, daha sonra davalılara aracın ayıplı olduğunun, 20.000,00 TL’nin iadesi ve 4 adet bononun geri verilmesinin ihtarnameyle talep edildiğini, ihtarnamenin ardından davalılarla görüşüldüğünü, ancak müvekkilinin oyalandığını, bu olaylar sırasında davalı A.. A..’ın borcu nedeniyle aracın haczi neticesinde yakalandığını, davalılara verilen bonolardan 27/06/2013 tarihli olanını davalı Ümit’in Nuh Sürücü isimli kişiye, bu kişinin de davalı Abdurrahman’a ciro ettiğini, bono nedeniyle takip başlatıldığını, satış işlemi gerçekleştirilmeyen araç nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştiğini belirterek; ödenen 20.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline, bono nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalılarda bulunan 3 adet 10.000,00 TL tutarındaki bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. A.. cevap dilekçesinde; davaya konu aracı hasarlı şekilde kendisinin satın aldığını, aracı tamir ettirerek satmak istediğini, davalı Ü.. K..’ın aracı pert şekilde alacağını söylediğini, bunun üzerine aracı tamir ettirip 50.000,00 TL’ye vadeli olarak satışı hususunda anlaştığını, davalı Ümit’in kendisine senetler verdiğini, ancak senetlerin zamanında ödenmediğini, bu esnada aracı sattığını belirtip müşterinin senetleriyle
elinde bulunan senetlerin takas edilmesini talep ettiğini, ardından davacının senetlerini verdiğini, ilk senedin ödemesinin yapıldığını, 27/05/2013 tarihinde ödenmesi gereken senetlerin vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi yaptığını, satış protokolünün davacı ile davalı Ümit arasında yapıldığını, davacıyı tanımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Ü.. K.. cevap dilekçesinde; sözleşme içeriğinin doğru olduğunu, aracın hasarlı olduğunu davacıya bildirdiğini, davacının kabul ettiğini, peşinatın bir ay sonra verilmek kaydıyla 5.000 TL ve 5.000 TL olarak ödenmesine karar verildiğini, araç devrini alamadığı için bonoları araç malikine vereceğini, tahsil ettikten sonra da satışı vermesini söylediğini, davacının ilk bonoyu bankaya ödediğini, daha sonra davacının aracı değiştirmek istediğini söylediğini, ancak öncelikle borcunu kapatması gerektiğini belirttiğini, davacının aracın hasarından bilgisi olduğunu, iddialarının doğru olmadığını, aracın değerinin altında sattığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; harici araç satış sözleşmesi nedeniyle davalı Ü.. K..’ın davacıyla sözleşme ilişkisinden, diğer davalı A.. A..’ın ise araç maliki olmasından dolayı tahsil edilen bedelden sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı A.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, geçersiz (harici) sözleşme gereğince araç alımı için ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Araç satış işleminin geçerli olabilmesi için 2918 sayılı KTK’nın 20/e maddesi gereğince noter satışı ile aracın devrinin davacıya verilmesi gerekmektedir. Geçersiz sözleşme nedeniyle TBK.’nun 77-82.(BK’nun 61-66.) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür.
Somut olayda; davalı Abdurrahman’ın maliki olduğu aracın diğer davalı Ümit tarafından davacıya 09/04/2013 tarihli oto satış protokolü ile satıldığı, aracın davacıya teslim edildiği, 06/07/2013 tarihinde ise haciz neticesinde aracın otoparka çekildiği, 09/07/2013 tarihinde davalı malik Abdurrahman’a yedi emin olarak teslim edildiği görülmektedir.
Davaya konu oto satış protokolü incelendiğinde; aracın 60.000,00 TL karşılığında vadeli olarak satışı hususunda anlaşıldığı, 1 adet senet bedeli 10.000,00 TL’nin davacı tarafından 28/05/2013 tarihinde banka kanalıyla davalı Abdurrahman’a ödemesinin yapıldığı, bu ödemenin tarafların kabulünde olduğu, ancak ödenen 20.000,00 TL den kalan 10.000,00 TL yönünden davalı Abdurrahman’ın sorumlu olup olmadığı belirlenmemiştir.
O halde; dava dilekçesine ekli 2 adet 5.000,00 TL miktarında ödeme belgesi ve davalı Ü.. K..’ın cevap dilekçesinde beyanında peşinatın iki parça halinde 5.000,00 TL ve 5.000,00 TL ödenmesine karar verdiklerini belirtmesi karşısında, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre herkes aldığını iade etmekle yükümlü olduğundan banka kanalıyla tahsil edilen 10.000,00 TL miktarındaki ödeme haricinde kalan 10.000,00 TL yönünden davalı Aburrahman sorumluluğunun araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde eksik araştırmaya dayalı karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.