Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/1101 E. 2015/20528 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1101
KARAR NO : 2015/20528
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ : BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2009
NUMARASI : 2001/46-2009/336

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin 2161 numaralı(turizm belgeli otel) abonesi olduğunu, kaçak elektrik kullanıldığından bahisle 2000 yılı Ağustos ayı elektrik faturasının önceki aylara göre 3 misli fazla tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanılmadığını ileri sürerek; anılan dönem faturası nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacı tarafın kaçak elektrik kullandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre; davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı, tahakkuk tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğin mahkemeyi bağlamadığı, davalı kurum tahakkukunun hakkaniyete daha uygun nitelikte olduğundan, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
HUMK 275. maddesi (yeni HMK 266.) hükmüne göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Kural olarak, bilirkişi raporu hakimi bağlamaz. Hakim, raporu serbestçe taktir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin “Kaçak Elektrik Kullanımında Tüketimin Tespiti” başlıklı 42. maddesinin F bendinde; kaçak elektrik kullandığı tespit edilenin kullanım yerinde tükettiği elektrik enerjisi miktarının, meskenlerde 150 saat; diğer abonelerde ise 250 saat kabul edilerek, hesaplama yapılacağı açıklanmıştır.
Somut olaya gelince, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedelinin hesaplandığı açıklanmıştır. Mahkemece, ayrıca yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırılmaksızın alınan rapora aykırı biçimde, yönetmeliğin mahkemeyi bağlamadığı, davalı kurum tahakkukunun hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında, bilirkişi raporunu yetersiz bulan mahkeme hakiminin başka bir bilirkişiden yeni bir rapor almaksızın kendi hukuki bilgisi ile değerlendirme yapması, yönetmeliğe ve bilirkişi düşüncesine aykırı biçimde karar vermesi yasal olarak mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının davacı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinde açıklanan yönteme göre hesaplanması için başka bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.