Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/10539 E. 2015/18755 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10539
KARAR NO : 2015/18755
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ 1. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2015
NUMARASI : 2014/287-2015/261
Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ile Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/112 E. 2008/427 K.sayılı 21/11/2008 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandığını, davacı lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk Bertan için 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocuğun velayetinin davacıya verildiğini, takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının ayrı ayrı 400 TL’ye çıkarılmasına, her yıl tefe tüfe oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının gelir durumunun iyi olduğunu, aynı zamanda müşterek çocuğun çalıştığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için açılan iştirak nafakasının arttırılması talebinin reddine, daha önceden takdir edilen 100 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 250 TL arttırılarak aylık 350 TL’ye yükseltilmesine, takdir edilen nafakanın her yıl tefe tüfe oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Bu bağlamda; iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda, taraflar 14.10.2008 tarihinde boşanmış ve boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, kirada oturduğu, aylık 350 TL kira ödediği, vefat eden babasından ötürü aylık 260 TL yetim aylığı aldığı, 2012 model aracının olduğu, miras yoluyla hisseli tarlaların kendisine intikal ettiği; davalının ise emekli olduğu ve aylık 1.038 TL maaş aldığı, ek iş yaptığı, ek iş sayesinde aylık 1.000 TL kazandığı tespit edilmiştir. Davalının ekonomik ve sosyal durumunda boşanma davasından sonra olağanüstü bir artış olduğu görülmemiştir.
Hal böyle olunca; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde yüksek nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.