YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10425
KARAR NO : 2015/18452
KARAR TARİHİ : 19.11.2015
MAHKEMESİ : ELBİSTAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2015
NUMARASI : 2013/408-2015/197
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların 17/08/2012 tarihinde evlendiklerini, tarafların bu evlilikten müşterek çocuklarının bulunmadığını, müvekkilin hiçbir gelir kaynağının olmadığını, davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu, beyanla davacı müvekkili için aylık 3.000,00 TL nafakanın tedbiren dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı eşten alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir .
Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; “davanın kısmen kabulü ile; davacı lehine aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra da evlilik birliği devam ettiğinden tedbir nafakası olarak devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, sözkonusu hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK’nun 195.maddesi uyarınca; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Tedbir nafakasında, eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son).
Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir.
Somut olayda; davacı, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istemektedir. Davacı ev hanımı, davalı yurtdışında yeni mezun, giderleri düşüldükten sonra aylık net:2.318,43 TL geliri olan bir işte çalışmakta olup, üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkul de bulunmamaktadır.
Öyle ise, mahkemece, yukarıdaki yasal düzenlemeler çerçevesinde, tarafların halen ayrı yaşadıkları gözetilerek, davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde fahiş miktarda davacı lehine nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.