Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/10216 E. 2015/17148 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10216
KARAR NO : 2015/17148
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 11. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2015
NUMARASI : 2014/477-2015/272

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2006 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilin bu tarihten itibaren hükmedilen nafakayı ödediğini, ancak davacının daimi işi olmaması nedeniyle ödemelerin aksadığını, davacının uzun süre önce işten çıkarıldığını ve halen çalışmadığını, ailesinin desteği ile geçindiğini, davalı ile olan evliliğinden başka bir çocuğunun daha bulunduğunu, davalının ekonomik durumunun ise, davacıdan çok daha iyi olduğunu, davalının halen çalıştığını ve ailesi ile birlikte yaşadığını belirterek, davalı lehine hükmedilen aylık 200 TL’lik yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının boşanma davası öncesinde giyim mağazası işlettiğini, ancak boşanma sonucunda muvazaalı olarak mağazasını H..A.. adlı şahsa devrettiğini, davacının halen çalışmaya devam ettiğini ve asgari ücretin üç katı geliri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, davalı lehine hükmedilen aylık 200 TL’lik yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir.
TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki bilimsel öğretide: “Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir” şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır (Akıntürk, Turgut: Aile Hukuku, 2.cilt, İst. 2002, sh.294).
Somut olayda; taraflar Bakırköy 4.Aile Mahkemesi’nin 02.06.2006 tarih ve 2005/64 E. 2006/384 K. sayılı kararı ile boşandıkları, boşanma neticesinde davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 17.04.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Tarafların sosyal ve ekonomik araştırma sonuçlarına göre ise, davacının limanda çalıştığı, aylık 1.722 TL geliri olduğu, ayrıca 2 çocuk için aylık net 39,66 TL çocuk yardımı aldığı, annesinin evinde oturup kira ödemediği; davalının ise, sekreter olup aylık 920 TL geliri olduğu, ailesinin yanında kalıp kira ödemediği tespit edilmiştir.
Davalı kadının dava tarihinde çalıştığı iş yerinden elde ettiği gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu nazara alındığında davalının zorunlu ve gerekli görülen harcamalarını karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. O halde; mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözününde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.