Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/4700 E. 2014/10162 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4700
KARAR NO : 2014/10162
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Gelen davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.Belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalıya ait daireyi şifahi olarak düzenlenen sözleşme ile satın aldığını, ancak dairenin tapuda devrinin yapılmadığı gibi, ödemiş olduğu 106.510 TL satış bedelinin iade edilmediğini ileri sürerek; fazlaya ait hakkı saklı kalmak üzere, 106.510 TL’nin ödeme tarihi olan 03.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, esas yönünden ise, müvekkilinin davacıya böyle bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, 106.500 TL’nin ödeme tarihi olan 03.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle, davacı tarafından davalıya 106.500 TL ödendiği, davalı tarafından dairenin zilyetliğinin davacıya devredildiği, ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir(TMK. md 706, BK. md 213, Tapu K. md 26). Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Davacı, halen zilyedi bulunduğu daireyi iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz de talep edemez.Hal böyle olunca, mahkemece; halen davacının zilyetliğinde bulunan daire için ödenen satış bedelinin tahsiline karar verildiğine göre, hükmedilen alacağa taşınmazın iadesi tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu husus gözardı edilerek, hükmedilen alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması, usul ve yasaya aykırıdır.Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “… ödeme tarihi olan 03/03/2007 tarihinden…” ifadesi çıkartılarak yerine “dairenin iade tarihinden itibaren” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekâlet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, 5.456.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 24.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.