YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22206
KARAR NO : 2015/17654
KARAR TARİHİ : 11.11.2015
MAHKEMESİ : GÖLCÜK 1. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2014
NUMARASI : 2014/149-2014/507
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına elektrik aboneliği açıldığını, davalının elektrik kullanımından kaynaklanan borçlarını ödemediğini, aleyhine Gölcük İcra Müdürlüğünün 2013/1240 esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine kötüniyetle itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline, alacağın davalı taraftan tahsiline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; 2004 Aralık ayına kadar evli ve soyadının Yılmaz olduğunu, boşanarak Demirci soyadına geçtiğini, belirtilen tarihlerde kesinlikle fatura adresinde oturmadığını, üzerine her hangi bir fatura olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece; davalının dava konusu fatura dönemlerinde adreste oturup oturmadığına ilişkin yemin davetiyesine rağmen hazır bulunmamak suretiyle yemin etmediği, yemin konusu vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacak miktarı olan 693,97 TL’nin % 20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı elektrik şirketi tarafından davalının abone olduğu belirtilerek ödenmeyen 673,97 TL miktarında enerji bedeli dayanak yapılarak icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine fatura adresinde bulunmadığı, soyadının farklı olduğu gerekçesiyle itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Abonelik iptal edilmediği ve abonenin abonelik kaydı devam ettiği sürece, abonelik sözleşmesi hükümleri uyarınca abone olan kişi ile elektriği fiilen kullanan kişi, ödenmeyen tüketim bedellerinden müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Mahkemece; incelenmek üzere abonelik sözleşmesinin örnekleri davacı kurumdan istenmiş, davacı kurum elektrik abonesine ait abonelik dosyasının arşivlerinde bulunamadığını belirtmiştir.
Medeni Kanunun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür” ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK md. 190)
HMK.nun 225 vd. (HUMK.nun 344 vd.) maddelerinde, bir davayı ispat yükü kendisine düşen tarafın o maddi olayı başka delillerle ispat edemediği takdirde, diğer tarafa (davalıya) yemin teklif etme hakkı bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı taraf icra takibinde ve dava dilekçesinde davalı adına geçerli bir abonelik sözleşmesi olduğu varsayımına dayalı olarak belirttiği tüketim bedeli alacağını takip ve dava konusu yapmıştır. Resmi kayıtlarında ise abonelik sözleşmesinin bulunduğunu ispatlayamamıştır. Bu şekilde sözleşme ilişkisi yönünden ispat yükü davacıda olup, davalının abone olduğu kanıtlanmadan tahsile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca; davacı elektrik şirketinin abonelik ilişkisini resmi belgeyle ispatlayamadığı, ayrıca dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı ve yemin teklifinden önce abonelik ilişkisini başka delillerle ispat etmesi gerektiği gözetilerek, bu olgular karşısında davalının fiili kullanıcı olup olmadığının belirlenmesi yönünde davacı elektrik şirketine ispat hakkı verilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.