YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22048
KARAR NO : 2015/17188
KARAR TARİHİ : 04.11.2015
MAHKEMESİ : İSLAHİYE ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2014
NUMARASI : 2013/137-2014/392
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların 12 yaşından küçük çocukları Halil Enes’in orman yangınına sebep olduğunu, bu yangın neticesinde 3.444,85 TL zarar meydana geldiğini belirterek bu zararın bedelinin olay tarihi olan 24.09.2010 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınmasını talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçelerinde; çocuklarının sebep olduğu yangından dolayı İslahiye Cumhuriyet Savcılığı’nın yaş küçüklüğü sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiğini, aradan 3 yıl zaman geçtikten sonra bu zararın kendilerinden istendiğini belirterek çocukları için verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına rağmen kendilerinden zararın tazmininin istenmesini kabul etmediklerini beyan etmişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafça talep ve tespit edilen miktardan takdiren indirim yapılarak 2.200,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava orman yangınına istinaden açılan maddi tazminat talebine ilişkindir.
HUMK’nun 275. ve takip eden maddeleri (HMK 266.md vd.) uyarınca, çözümü özel ve teknik bilgiye dayanan konularda, ihtisas sahibi kişilerin vereceği rapor esas alınarak hüküm kurulması gerekir. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez.
Somut olayda, hakimin hukuki bilgi ve tekniğinin dışında kalan hususta kendisini bilirkişi yerine koyarak takdiren indirim yapması ve yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerden tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine açık olacak şekilde, zarar ve kusurun tespiti açısından rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.