Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21951 E. 2015/9534 K. 26.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21951
KARAR NO : 2015/9534
KARAR TARİHİ : 26.05.2015

MAHKEMESİ : GAZİANTEP 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2014
NUMARASI : 2012/583-2014/310

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davalılardan L.. G.. hakkkında açılan davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.05.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı L.. G.. ile davalılar vekili Av. E.. D.. geldi. Karşı taraftan davacı ve vekili gelmedi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; ödenmeyen elektrik kullanım bedelinin tahsili için davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazının iptaline, takibin devamına, davalıların takip konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davacı tarafın takip miktarı üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini dilemiştir.
Mahkemece; ödeme emrine yapılan itirazın davacı tarafa tebliğ edilmediği, bu nedenle eldeki itirazın iptali davasının yasal süre içinde açıldığı, davalı L..’in işyerine ait elektrik aboneliğinden dolayı takip dosyasındaki miktar olan 230.061,20 TL kadar davacı şirkete borçlu olduğu, abonelik sözleşmesinde davalı M..’ın kefil olarak yer almadığı gerekçesiyle davalı M.. hakkında açılan davanın reddine, davalı L.. hakkında açılan davanın kabulü ile, davalı L..’in icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına,
./..
icra inkar tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine, davalı M..’ın davacıdan talep ettiği kötüniyet tazminatının yasal koşulları bulunmadığından reddine, davalı M..’ın vekili yargılama sırasında vekillikten istifa ettiğinden davalı M.. yararına vekalet ücreti takdir edilmemesine karar verilmiş, hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş, davalılar vekili hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Dava, elektrik fatura alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan, yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.(HMK m.326/1) Davada haklı çıkan taraf, davayı bizzat değil de bir vekil vasıtasıyla takip etmiş ise, lehine diğer yargılama giderlerinden başka bir de vekalet ücreti hükmedilir. (HMK m. 323/1/ğ)
HMK’nın “Vekilin İstifası” başlıklı 82/1. maddesinde; istifa eden vekilin vekâlet görevinin, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği hükme bağlanmıştır. Aynı konunun düzenlendiği Avukatlık Kanunu’nun 41. maddesinde de; belli bir işi takipten veya savunmadan isteğiyle çekilen avukatların, o işe ait vekalet görevinin istifa dilekçesinin müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edeceği, vekilin; vekaletten çekilmesi halinde, masrafı vekile ait olmak üzere mahkemece, çekilmenin vekil edene açıkça bildirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Vekil edene, vekilinin çekildiğine dair dilekçe tebliğ edilmedikçe vekalet devam eder. Bu on beş günlük süre içinde mahkeme, istifa eden vekilin huzuru ile yargılama yapamaz.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; eldeki itirazın iptali davasının, L.. ve M.. aleyhine açıldığı, her iki davalının da yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiği, M.. vekilinin 18.04.2014 havale tarihli beyan dilekçesiyle vekillikten çekildiği, 25.04.2014 tarihli dilekçe ile vekillik görevinin devamına karar verilmesini talep ettiği, davalı asil M..’ında mahkemeye hitaben verdiği 25.04.2014 havale tarihli dilekçe ile Av. E.. D..’un vekili olarak tekrar dava ve duruşmalara kabulünü talep ettiği, vekillikten çekilme dilekçesinin asile 21.04.2014 günü tebliğ edildiği, mahkemece 25.04.2014 tarihli ilamla davalı M.. hakkında açılan davanın reddine karar verildiği ancak vekilinin istifa ettiği gerekçesiyle davalı M.. yarına vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda; davalı M.. B..’in vekilinin vekalet görevi devam ederken mahkemece karar verildiği, buna göre davada haklı çıkan davalı M.. B.. lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği açık olup, mahkemece yazılı gerekçeyle, davalı M.. B.. lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
./..
Ne var ki belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince hükmün 6. fıkrasından sonra gelmek üzere hükme “Davalı M.. B.., yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 19.003,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı M.. B..’e verilmesine” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılardan M.. B.. vekili için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılardan M.. B.. vekiline verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.