Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21913 E. 2015/17658 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21913
KARAR NO : 2015/17658
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2014
NUMARASI : 2010/152-2014/424
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; aboneliği müvekkili davacı adına kayıtlı arazide, davalı şirket tarafından yapılan inceleme neticesinde, elektrik sayacına müdahale edildiği gerekçesiyle hakkında 37.800,20 TL kaçak tahakkuku yapıldığını; söz konusu işlemin yersiz olduğunu, kaçak tespit tutanağını kabul etmediklerini, davacının tarlayı 2009 yılında E… G…’ye kiraya verdiğini, bu tarlayla ilgilenmediğini, her hangi bir tasarrufta bulunmadığını; ayrıca, kaçak elektrik tüketim tutarının çok fahiş olduğunu belirterek; davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, dava konusu sayacın bulunduğu taşınmazın ve aboneliğin kendisine ait olduğunu kabul ettiğini; sayaçtan kaynaklanan tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu, hakkında 13.10.2009 tarihinde kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tutanak doğrultusunda kaçak tahakkuku yapıldığını ve ödemesi gereken miktarın tespit edildiğini savunarak; haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; ceza yargılamasında davacının suçu işlemediğinin belirlenmesi nedeniyle beraat kararı verildiği, kararın Yargıtay tarafından 6352 sayılı yasanın geçici 2. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına şeklinde değiştirildiğini; ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda, ölçülen endeksin normal değerlerde olduğu, ölçüm dışı herhangi bir tüketim yapılmadığı, normal elektrik tüketim bedeli üzerinden hesaplama yapıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davacının kaçak kullanım nedeniyle kendisinden istenen 32.609,20 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde ;
”Gerçek veya tüzel kişilerin;
a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davacı hakkında davalı elektrik şirketi tarafından 13.10.2009 tarihinde bakanlık mühürlerinin kırılmış, akım trafo uçlarının kesilmiş olduğu gerekçesiyle kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği ve 37.800,20 TL kaçak tahakkuku yapıldığı görülmektedir.
Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Davacı taraf tutanağın aksini ispat edememiştir.
Ayrıca Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi hükmünde, “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde de; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Davacı hakkında Reyhanlı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/252 esas. 2013/47 karar sayılı ceza davasında, mahkemece suçun sanık tarafından işlenmediği gerekçesiyle beraat kararı verildiği, kararın Yargıtay 13. Ceza Dairesi tarafından incelenmesi üzerine 2013/34518 esas 2013/37115 karar sayılı 27.11.2013 tarihli ilamıyla 6352 sayılı yasanın 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca hükmün bozulmasına ve sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. BK 53(TBK 74.)maddesine göre; ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşacağından söz edilemez. Kaldı ki ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da; sayacın bakanlık mühürlerinin kırılmış olduğu tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece kaçak tüketimi yapılmadığı sonucuna varılmış ise de; kaçak tespit tutanağında bakanlık mühürlerinin kırılmış, akım trafo uçlarının kesilmiş olduğunun tespit edildiği, kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, tutanakta belirlenen olguların sayacın değer tüketimi yapmasına engel olup olmadığı hususunda bağımsız sayaç inceleme raporu alınmadığı ve ceza dosyasındaki bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, dosyanın konusunda uzman bilirkişiye verilerek kaçak elektrik bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. ve 15. maddeleri ve yönetmeliğinin atıf yaptığı EPDK tarafından yayımlanan “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Başlıklı 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1- C maddeleri uyarınca değerlendirme yapılarak rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.