Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21417 E. 2015/17538 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21417
KARAR NO : 2015/17538
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KIRIKHAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2013/612-2014/296
Taraflar arasında görülen elektrik borcuna dayalı fatura iptali ve ödenen bedelin istirdadı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; davalı kurum tarafından 06.06.2013 tarihinde düzenlenen kaçak tutanağı ile hakkında 39.006,66 TL kaçak tahakkuku yapıldığını, kendisinin davalı kuruma yaptığı abonelik başvurusunun kanuna ve yönetmeliğe aykırı olarak sürekli reddedilmesinden dolayı tarladaki ürünlerinin zarar görmemesi için yalnızca 3 gün abonesiz sulama yaptığını; ancak, davalı kurumun 90 günlük kaçak tahakkuku düzenlediğini ve bu uygulamanın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davalı tarafça düzenlenen 39.006,66 TL’lik faturanın iptali ile ihtirazi kayıt ile ödemiş olduğu bu bedelin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, abone olmaksızın tarımsal amaçlı elektrik enerjisi kullandığını; bu sebeple, hakkında kaçak tutanağı düzenlendiğini ve buna dayalı olarak borç tahakkuk ettirildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; her ne kadar, kaçak elektrik tahakkukunda 90 gün baz alınarak hesaplama yapılmış ise de; dosyada mevcut ÇKS bilgilerine göre davacının ektiği tarımsal ürünler gözönüne alındığında, davacının belirtilen dönemlerde 90 gün boyunca sulama ihtiyacının olmayışı ve bu süre boyunca sulamasının ürüne zarar vereceği değerlendirildiğinde, davalının 3 gün süre ile kaçak elektrik enerjisi kullandığının kabul edilerek, bu süre üzerinden hesap yapılması gerektiği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulüne ve mahkemece resen yapılan hesaplama ile davacının 39.006,66 TL fatura bedelinin 37.923,38 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
01.03.2003 tarihinde yürürlükten kalkan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 40. maddesi hükmünde; teşekkül veya şirketin yazılı izni olmaksızın elektrik şebekesine bağlantı yapmak veya yaptırmak kaçak elektrik kullanma olarak tanımlanmış, 42. madde hükmünde ise, kaçak elektrik kullanma süresinin, abone olmayanlar için ise 90 (doksan) gün kabul edileceği ve hesaplamaların bu süreler üzerinden yapılacağı, kaçak kullanım süresinin hiçbir zaman bu süreleri aşamayacağı, aboneli ve abonesiz kaçak kullanım halinde belirtilen süreler dışında abonenin elektrik kullandığının inandırıcı kanıt ve belgelerle tespit edilmesi halinde en fazla 6 ay geriye dönük normal tüketim işlemi yapılacağı düzenlenmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde; gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de; kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Anılan kararın 1-B maddesinde kaçak elektrik kullanım süresini hesaplama, 1-C maddesinde ise kaçak elektrik tüketim miktarını hesaplama usul ve esasları gösterilmiştir.
Somut olayda; davacının, davalı kurum ile sözleşme yapmadan 2013 yılında tarımsal sulama amaçlı elektrik kullandığı ve davacı hakkında 06.06.2013 tarihinde kaçak tutanağı düzenlenerek, 90 gün üzerinden 39.006,66 TL kaçak tahakkuku yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf ise, buna karşın, davacı kurumun tutanak düzenlediği sulama döneminde 90 gün değil yalnızca 3 gün sulama yaptığını iddia etmektedir.
Dosyada mevcut çiftçi kayıt sistemi belgesine göre; davacının, 2013 yılında buğday ve pamuk ekimi yaptığı, buğday bitkisinin sulama döneminin kurak dönemlerde Mart ve Nisan sonu, pamuk bitkisinin ise Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı içerisinde olduğu; yine, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nden gelen yazı cevaplarına göre ise, davalının 08.01.2013 tarihinde izin almaksızın bir adet sulama kuyusu açtığını belirterek, hakkında gerekli işlemlerin yapılması için DSİ’ye başvurduğu, 27.03.2013 tarihinde de yasal sulama kuyusu kullanımı için DSİ’ye başvuru yaptığı ve 10.06.2013 tarihinde izin belgesi aldığı, bu kapsamda davalının 08.01.2013 tarihi itibariyle sulama amaçlı kuyu açtığı anlaşılmaktadır.
HMK’nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca; Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. HMK’nın 281.maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemece, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için mahkemenin, gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bu bağlamda hâkim, bilirkişi raporunu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, çelişki giderilmeden karar verilemez.
Yargılama sırasında elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 09.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda; Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 40. maddesi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 29.12.2005 tarih ve 622 karar sayılı “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkındaki kararı gereği yapılan hesaplamaya göre davacının yapmış olduğu kaçak elektrik kullanımından dolayı 90 gün üzerinden 39.000,96 TL borçlu olduğu belirtilmiştir. Ancak düzenlenen bilirkişi raporunda 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kalkan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 40. maddesi hükümlerine göre hesap yapılmış, ayrıca taraflar arasındaki temel uyuşmazlık konusu olmasına karşın, davalının kaçak tutanağının düzenlendiği dönemde, dosyada mevcut ÇKS ve DSİ belgelerine göre tarımsal sulama yapabileceği sürelere ilişkin bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Bu itibarla bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun değildir.
Ancak, mahkemece; yukarıda açıklanan gerekçelerden farklı olarak, davacı tarafça 3 gün süre ile tarımsal sulama yapılmış olmasına karşın bilirkişi raporunda 90 gün üzerinden hesaplama yapıldığı gerekçesi ile bu bilirkişi raporuna itibar edilmemiş olmasına karşın HMK 226. vd. maddeleri gereğince yeni bir bilirkişi raporu almak yerine resen yapılan hesaplama ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği hususu gözönüne alınarak dosyanın yeniden konusunda uzman bir bilirkişiye tevdii ile, tarafların iddia ve savunmaları ile, dosyada mevcut DSİ ve ÇKS kayıtlarına göre davacının kuyu suyu açtığı tarih ve yetiştirdiği ürünler itibariyle, 2013 yılında sulama yapacağı süreler dikkate alınarak, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar hakkındaki 622 sayılı kararına uygun şekilde düzenlenmiş yeni bir bilirkişi raporu alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurmak olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.