Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21238 E. 2015/8961 K. 20.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21238
KARAR NO : 2015/8961
KARAR TARİHİ : 20.05.2015

Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, tarafların boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin davacıya verildiğini, müşterek çocuklar için ve davacı için 200 er TL nafaka bağlandığını, davalının emekli olup halen çalıştığını, durumunun iyi olduğunu, çocukların her ikisinin de okula gittiğini masraflarının yüksek olduğunu beyan ederek iştirak nafakalarının 500 er TL ye yoksulluk nafakasının 800 TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuklar Efe ve Naz için halen 200 er TL olan iştirak nafakasının aylık 300 er TL ye çıkartılmasına, davacı için halen 200 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK’nun 175.maddesine göre; ”Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.”
TMK.’nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda, davacı kadının ev hanım olup,geçiminin ailesi tarafından karşılandığı, davalının ise, astsubay emeklisi olup 1150 TL maaş aldığı, sezonluk işlerde çalıştığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle ekonomik göstergelerdeki değişiklikler (ÜFE oranları) nazara alındığında, takdir edilen (artırılan) yoksulluk nafakası miktarı çok olup, TMK’nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.