Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21220 E. 2015/17256 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21220
KARAR NO : 2015/17256
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : MARMARAEREĞLİSİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2014
NUMARASI : 2012/194-2014/159

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı T.. T.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı dilekçesi ile; adına kayıtlı Marmaraereğlisi’nde bulunan meskeninde 118840 nolu elektrik sayacının arızalı olduğuna dair bırakılan yazıya istinaden sayacının yenisini belirtilen zaman içinde takdırdığını, yeni takılan sayaca geriye dönük olarak 281,60 TL fatura çıkarıldığını, davalı Muharrem Yücel ile yaptığı görüşmede yanlışlık olmadığını bu parayı ödemesi gerektiğinin söylendiğini, oysa kendisinin söz konusu meskende kalmadığını, zaman zaman evi havalandırmak ve temizlik amacı ile bu eve geldiğini, Muharrem Yücel’in itiraz dilekçesi yazması gerektiğini söylediğini ve yazdığını, ancak itiraz dilekçesinin kabul edilmediğini ve bu süreç devam ederken ödemeyi yapmadığından dolayı 30.10.2012 tarihinde ceryanının kesildiğini, yapılan bu yanlışlık ve usulsüzlüğün giderilmesi için hem maddi hem manevi olarak 3,5 ay içinde çok yıprandığını, Çerkezköy’den Marmaraereğlisi’ne gidip gelirken masrafının olduğunu, yaptığı bu masrafların ödenmesini ayrıca 5.000 TL manevi tazminatın davalılar T.. T.. ve Muharrem Yücel’den tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 867,00TL maddi ve 4.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı T.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.

Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticarî veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticarî veya meslekî olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır.
Somut olayda; davacının dava konusu yerde kendi adına olan mesken aboneliğini kullanmakta olduğu açık olup, davacının 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici oldukları anlaşılmaktadır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamındadır.
4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
Hal böyle olunca; mahkemece, bu yönler gözönünde tutularak, o yerde ayrı bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.