Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21207 E. 2015/17132 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21207
KARAR NO : 2015/17132
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacının kullanmak için davalı ile araç satışına ilişkin anlaşma yaptığını, bu anlaşma uyarınca 40.000 TL ödendiğinde aracın kendisine teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak araç teslim edilmediği gibi, banka havalesiyle 16.01.2013 tarihinde gönderilen araç bedelinin de geri iade edilmediği, bu nedenle davacının Eskişehir 5.İcra Müdürlüğü’nün 2013/1986 Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra takibi yaptığını, borçlu olan davalının faize ve yetkiye itiraz ettiğini ve bu nedenle takibin durduğunu belirterek, davalının Eskişehir 5.İcra Müdürlüğü’nün 2013/1986 Esas sayılı dosyasındaki takip nedeniyle icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının, ayrıca takibe konu 40.000 TL asıl alacağa ve takip tarihinden itibaren işleyen faiz ve giderlere itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 6100 sayılı HMK’nun 6.maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğunu ve davacının kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, esasa yönelik olarak ise, davalı ile davacı arasında hiçbir zaman araç satış sözleşmesinin yapılmadığını, davalının davacıyı tanımadığını, davalı ile dava dışı S..K..’nın kendi aralarında yaptıkları anlaşma gereği davalının 80.000 TL değerindeki bir aracı S..K..’ya satacağının kararlaştırıldığını, S..K..’ya yurt dışından bir miktar döviz gönderileceğinden ve kendisinin de döviz hesabı olmadığı için döviz hesabı olan arkadaşı davacı G.. K..’nun hesabına ilgili paranın gönderildiğini, davacı G.. K..’nun da hesabına gelen dövizi TL’ye çevirerek dava dışı S..K..’nın talimatı ile 40.000 TL’sini davalının hesabına havale ettiğini, daha sonra ise dava dışı S..K..nın davalıya paranın geri kalan kısmını ödeyemeyeceğini, bu nedenle araç alımından vazgeçtiğini ve
davacı G.. K..’nun hesabından gönderilen 40.000 TL’nin kendisine iade edilmesini söylediğini, bunun üzerine davalı tarafça ilgili 40.000 TL’nin kendisine elden teslim edildiğini, bu şekilde davacı ile davalı arasında hiçbir zaman bir sözleşme ilişkisi kurulmadığı gibi davacıya ait herhangi bir paranın da davalının uhdesine geçmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; takip dosyası incelendiğinde davalı borçlunun Ümraniye/İstanbul’da ikamet ettiği ve süresinde yetki itirazında bulunarak yetkili icra dairelerinin İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu belirttiği, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılması nedeniyle davalının yetki itirazının yetki yönünden haklı olduğu ve bu nedenle davanın reddi gerektiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
İtirazın iptali davasının görülebilmesinin koşulları;hukuki yarar bulunması, kesin hüküm bulunmaması, geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, usulüne uygun bir itirazın bulunması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması ve icra mahkemesince itirazın kaldırılmamış olması şeklinde belirtilmiştir.
Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması yönünden ise,öncelikle geçerli bir icra takibi yapılması ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi dava şartıdır.
Somut olayda;davacı tarafından yetkili icra dairesi olan davalının ikametgahı icra dairesinde icra takibi yapılmadığı,davalının süresi içinde yetki itirazında bulunduğu ve yetkili icra dairelerinin İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu belirttiği anlaşılmakla, temyize konu davada yetkili icra dairesince davalıya ödeme emri gönderilmediği anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmakla karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 7/2.maddesinde düzenlenen “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” hükmü uyarınca davalı vekili lehine 1.500 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı vekili lehine A.A.Ü.T’nin 12.maddesi uyarınca hesaplanan nisbi 4.700 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından” … Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesine göre hesaplanan 4.700 TL nisbi vekalet ücretinin …” ifadelerinin çıkarılması ile yerine “…Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre belirlenen 1.500 TL maktu vekalet ücretinin…” ifadelerinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.